SEZAR’IN FOTOĞRAFLARI REJİMİN VAHŞETİNİ BELGELİYOR
Suriye’de 61 yıllık Baas rejiminin devrilmesiyle, Beşşar Esed döneminde işlenen vahşet ve sistematik işkenceler yeniden gündeme geldi. Esed rejiminin hapishanelerindeki işkenceleri belgeleyen “Sezar” kod adlı askeri personelin çektiği on binlerce fotoğraf, dünya kamuoyunun dikkatini bir kez daha bu insanlık suçlarına çevirdi.
11 BİN KURBANIN BELGELERİ ORTAYA ÇIKTI
İç savaş sırasında askeri hastanelere getirilen cesetleri kayıt altına alan Sezar’ın çektiği fotoğrafların, işkenceyle öldürülen yaklaşık 11 bin kişiye ait olduğu belirtiliyor. Fotoğraflarda, cesetlerdeki derin yaralar ve işkence izleri dikkat çekerken, rejimin hapishanelerindeki insanlık dışı uygulamalar gün yüzüne çıkıyor.
SETF, SUÇLULARA KARŞI YASAL ADIMLAR ATIYOR
ABD merkezli Suriye Acil Durum Görev Gücü (SETF) İcra Direktörü Muaz Mustafa, 2011’den bu yana Esed rejiminin vahşetine karşı yürütülen çalışmaların detaylarını paylaştı. Mustafa, savaş suçlarını belgeleyerek uluslararası mahkemelere taşıdıklarını, rejimin üst düzey isimlerine karşı yasal süreçler başlattıklarını belirtti.
“SEZAR İLE AĞLADIK”
Mustafa, rejim ordusunda görev yaparken işkenceyle öldürülen tutsakların cesetlerini belgeleyen Sezar’la birebir tanıştığını söyledi. Esed rejiminin devrildiği gün Sezar ile telefon görüşmesi yaptığını belirten Mustafa, “İkimiz de gözyaşlarımızı tutamadık. Sezar ve ben, bu korkunç olayların sorumlularını yargı önüne çıkarmak için mücadele ediyoruz.” dedi.
KAHRAMAN TANIKLAR KORUMA ALTINDA
Sezar gibi tanıkların korunması için fon sağladıklarını ifade eden Mustafa, “Bir gün Sezar, yüzünü dünyaya gösterecek ve herkes bu kahramanı tanıyacak.” sözleriyle bu cesur tanıklığın önemini vurguladı.
SETF, SEZAR FOTOĞRAFLARINI KORUYOR VE SAKLIYOR
Suriye Acil Durum Görev Gücü (SETF) İcra Direktörü Muaz Mustafa, Sezar’ın Esed rejiminin savaş suçlarını belgeleyen fotoğraflarını koruma ve saklama görevini üstlendiklerini açıkladı. Mustafa, bu fotoğrafların rejimin insanlık dışı suçlarını kanıtlamak için önemli bir rol oynadığını belirtti.
ULUSLARARASI PLATFORMLARA TAŞINAN SEZAR FOTOĞRAFLARI
SETF’nin, Sezar’ı Avrupa Parlamentosu, İngiltere Parlamentosu, ABD Kongresi ve Birleşmiş Milletler gibi uluslararası platformlara götürdüğünü ifade eden Mustafa, "Sezar'ı ABD'ye altı kez getirdik. Bu çalışmalar sonucunda Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası kabul edildi." dedi. Esed rejimine ve destekçilerine yönelik ek yaptırımlar öngören yasa, 2019 yılında ABD Kongresi'nde kabul edilerek 2020’de yürürlüğe girmişti.
SEZAR FOTOĞRAFLARI, SEDNAYA’DAKİ KORKUNÇ ŞARTLARI GÖZLER ÖNÜNE SERİYOR
Mustafa, Sezar'ın çektiği fotoğrafların, Sednaya Hapishanesi’nde mahkumların karşı karşıya kaldığı dehşeti belgelediğini ifade etti. Bu görüntülerin, açlık, işkence ve vahşet sonucu hayatını kaybeden tutukluların durumunu gözler önüne serdiğini belirtti. Mustafa, "Bir deri bir kemik kalmış cesetler açlıktan ölen insanları gösteriyor. Gözleri çıkarılmış kurbanlar, elektrik ve asit gibi işkence yöntemlerine maruz kalan insanlar var. Fotoğraflarda çocuklar ve yaşlıların öldüğü de görülüyor." dedi.
SEDNAYA VE DİĞER HAPİSHANELERDEKİ İNSANLIK DIŞI ŞARTLAR
Sednaya Hapishanesi’nin yer altındaki hücrelerinde mahkumların hiç ışık görmediğini dile getiren Mustafa, bu hücrelerin diğerlerinden daha yoğun kullanıldığını söyledi. Bir odada 100 kişinin ayakta kalmak zorunda olduğunu ifade eden Mustafa, "Otursanız çok yer kaplarsınız, bu nedenle herkes ayakta duruyor. Havalandırma yok, yemek yok denecek kadar az ve hijyen kesinlikle sağlanmıyor." şeklinde konuştu.
KORKUNÇ KOŞULLARDA YAŞAM SAVAŞI
Mustafa, Sednaya Hapishanesi’nde mahkumların tuvalete gitmek için bile şiddetle karşılaştıklarını belirtti. "Bir kez tuvalete giden kişiler geri dönmeyebiliyor ya da korkunç yaralanmalarla karşı karşıya kalıyor. Bazen dövülerek öldürülüyorlar." diyerek hapishanelerdeki durumun ne kadar insanlık dışı olduğunu vurguladı. Ayrıca bilinmeyen diğer yer altı hapishanelerinin bulunması için de çalışmalara devam ettiklerini belirtti.
ULUSLARARASI TOPLUMUN EYLEMSİZLİĞİ TEPKİ ÇEKTİ
Suriye Acil Durum Görev Gücü (SETF) İcra Direktörü Muaz Mustafa, Sezar'ın işkence fotoğraflarının uluslararası toplumda büyük öfke uyandırmasına rağmen eylemsiz kalınmasının utanç verici olduğunu söyledi. Mustafa, "Bu utancı uluslararası toplum ömür boyu hissedecek." diyerek tepkisini dile getirdi. Suriye'deki iç savaş süresince alınabilen en somut adımın "Sezar Suriye Sivil Koruma Yasası" olduğunu belirten Mustafa, yasanın Sezar’ın Kongre'deki tanıklığı ve verilen desteklerle hayata geçtiğini ifade etti.
ULUSLARARASI ADALETİN EKSİKLİĞİNE VURGU
Mustafa, uluslararası kuruluşların Suriye’de yaşanan savaş suçlarına karşı herhangi bir girişimde bulunmadığını söyledi. Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (ICC) dahi tutuklama kararı çıkarmadığını belirten Mustafa, "Allah’ın izniyle Şam’da bir mahkeme kurarak bu savaş suçlularını, Beşşar Esed dahil, adalet önünde hesap vermeye zorlayacağız." dedi.
SEDNAYA: REJİMİN İŞKENCE MERKEZİ
Raporlara göre, Şam’a 30 kilometre mesafede yer alan Sednaya Askeri Hapishanesi, devrik rejimin sistematik işkence üssüne dönüştürüldü. Barışçıl göstericilerin alıkonulmasıyla başlayan süreçte cezaevinde binlerce kişi işkence gördü. Raporlarda, rejimin tutsakları kasıtlı olarak insanlık dışı koşullarda tuttuğu, açlık, susuzluk ve sağlık hizmetlerinden mahrum bırakmanın yanı sıra fiziksel işkence uyguladığı ifade ediliyor.
SEZAR FOTOĞRAFLARININ KANIT DEĞERİ
Suriye rejim ordusunda görev yaparken işkence ve ölümleri belgeleyen "Sezar" kod adlı askerin, 2011-2013 yılları arasında çektiği yaklaşık 55.000 fotoğraf, rejimin sistematik işkence yöntemlerini gözler önüne seriyor. Fotoğraflar, rejimin askeri tesislerinde tutulan, yaşları 20 ile 40 arasında değişen yaklaşık 11.000 kişinin işkenceyle öldürüldüğünü ortaya koyuyor.
BÜYÜK YANKI UYANDIRAN FOTOĞRAFLAR
"Sezar" tarafından çekilen ve ilk kez 2014 yılında Anadolu Ajansı (AA) tarafından yayımlanan bu fotoğraflar, Esed rejiminin savaş suçlarına dair en güçlü delillerden biri olarak kabul ediliyor. Sistematik işkence ve aç bırakılarak ölümle sonuçlanan uygulamaları belgeleyen bu görüntüler, uluslararası toplumda büyük yankı uyandırdı.