Milli Eğitim Bakanlığı (MEB), Ülkü Ocakları ile imzaladığı yeni bir protokolle gündemde. Bu protokol, Ülkü Ocakları'na MEB okullarında kurs ve etkinlik düzenleme yetkisi veriyor.
Anlaşmaya göre, Ülkü Ocakları "genel, mesleki ve teknik kurslar" düzenleyebilecek. Ülkü Ocakları Genel Başkanı Ahmet Yiğit Yıldırım, bu protokolle "Türk gençliğine ve milletimize daha güçlü bir şekilde katkı sunmayı hedeflediklerini" belirtti.
Protokol kapsamında düzenlenecek kurs ve etkinliklerin daha çok yetişkinlere yönelik olması planlanıyor. Ancak, halk eğitim merkezleri tarafından düzenlenen kurslara öğrenciler de katılabildiği için, örgün eğitim çağındaki çocuklar da MEB okullarında Ülkü Ocakları ile karşılaşabilecek.
Bu durum, bazı çevreler tarafından endişeyle karşılanıyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı Suat Özçağdaş, Ülkü Ocakları'nın bir siyasi partinin gençlik kolları olduğunu ve MEB ile protokol imzalamasının kabul edilemez olduğunu belirtti. Özçağdaş, "Bu protokolün amacı ülkücü yetiştirmektir. Fakat ülkücü, solcu ya da muhafazakar yetiştirmek devletin görevi değildir" dedi.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Milli Eğitim Temel Kanunu, kamu kurumları ve eğitim kurumlarında siyasi propaganda yapılmasını yasaklıyor. Eğitim Sen, son yıllarda AKP ve MHP tarafından eğitim kurumlarında bu yasakları hiçe sayan örnekler yaşandığını savunuyor.
Sendika, geçtiğimiz yıl çok sayıda şehirde Ülkü Ocakları'na okullarda propaganda faaliyetinde bulunma izni verildiğini ve açıkça suç işlendiğini söylüyor.
Ülkü Ocakları her ne kadar vakıf statüsünde kurulmuş olsa da etkin siyasi kimliğiyle öne çıkıyor. Kendilerini "Ülkücü Hareket'in gençlik teşkilatı" olarak niteleyen Ülkü Ocakları'nın bugünkü yapısında MHP'li yöneticilerin etkin olduğu görülüyor.
Bu durum, Ülkü Ocakları'nın bir sivil toplum kuruluşu olarak değerlendirilip değerlendirilemeyeceği tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Protokole göre, bu kurslarda çalışacak eğitmen ve kursun tüm finansmanı Ülkü Ocakları tarafından sağlanacak. Halk eğitim merkezlerinde çalışan usta öğreticiler ise, geçen sene aylarca ödenmeyen ya da eksik yatan maaşlarla gündeme gelmişti.
Bu durum, "Halk eğitim merkezlerinde gerçekten eğitmen açığı mı var?" sorusunu akıllara getiriyor.
MEB'in özellikle dini vakıflarla yaptığı protokoller daha önce de pek çok kez eleştiri konusu olmuştu. MEB Bakanı Yusuf Tekin, 2023 Aralık ayında TBMM'de eleştirilere yanıt vererek, "Sizin tarikat-cemaat dediğiniz, bizim STK dediğimiz yapılarla toplasanız 10 tane protokolümüz vardır" demişti.
Tekin, MEB'in 2023 yılı itibarıyla geçerli 2 bin 709 tane protokolü olduğunu ve bunların bin 167 tanesinin resmi kurumlarla yapıldığını belirtmişti. Bakan Tekin ayrıca, tarikat-cemaat olduğu belirtilen ancak kendisine göre sivil toplum kuruluşu statüsünde olan yapılarla iş birliğine devam edileceğini de ifade etmişti.
MEB ve Ülkü Ocakları arasında imzalanan bu protokol, eğitimde tarafsızlık ilkesi ve siyasi propaganda yasağı gibi önemli konuları gündeme getirdi. Protokolün uygulanması ve yaratacağı etkiler, önümüzdeki dönemde yakından takip edilecek.
