Cüneyt Gökçer, Türk tiyatro ve sahne sanatlarının gelişiminde öncü bir rol oynamış, oyunculuk, yönetmenlik ve eğitmenlik gibi alanlarda büyük başarılara imza atmış bir sanatçıdır. 2 Şubat 1920’de Malatya’da doğan Gökçer, 23 Aralık 2009’da Ankara’da hayata veda etti. Türk tiyatrosunun ulusal ve uluslararası tanınırlık kazanmasında büyük katkıları olan Gökçer, sanatı ve disipliniyle bir döneme damgasını vurdu.
EĞİTİM VE KARİYERİNİN BAŞLANGICI
Cüneyt Gökçer, tiyatro sevgisiyle dolu bir ortamda büyüdü. Lise yıllarında Ankara Halkevi Temsil Kolu’nda tiyatroya adım atan Gökçer, 1937 yılında Ankara Devlet Konservatuvarı Tiyatro Bölümü’ne kabul edildi. Burada aldığı eğitimle oyunculuk yeteneklerini geliştirdi ve 1942 yılında mezun oldu. Mezuniyetinin ardından Devlet Konservatuvarı’nda sahne ve mimik hocası olarak görev yaptı. Bu dönemde Tatbikat Sahnesi’nde sahne almaya başlayan Gökçer, Devlet Tiyatroları’nın da temel oyuncularından biri haline geldi.
SAHNE ARKASINDA BÜYÜK BAŞARILAR
Cüneyt Gökçer, oyunculuk kariyerine Shakespeare, Molière ve Çehov gibi klasik tiyatro yazarlarının eserlerinde canlandırdığı karakterlerle damga vurdu. Özellikle “Hamlet”, “Kral Lear”, “Othello” gibi eserlerdeki performanslarıyla tiyatro dünyasında büyük yankı uyandırdı. Ancak Gökçer sadece oyunculuğuyla değil, aynı zamanda yönetmenliğiyle de tiyatro dünyasında iz bıraktı. Yaklaşık 20 operanın rejisini üstlenen sanatçı, hem Türk tiyatrosunu modernleştirme hem de uluslararası standartlara taşıma konusunda öncü oldu.
İDARİ GÖREVLERDEKİ LİDERLİĞİ
Gökçer, yalnızca sahne önünde değil, tiyatronun idari ve eğitsel alanlarında da önemli roller üstlendi. 1959-1997 yılları arasında Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü, Ankara Devlet Konservatuvarı Müdürlüğü ve Bilkent Üniversitesi Tiyatro Bölümü Başkanlığı gibi görevlerde bulundu. Bu süre zarfında, genç sanatçılara ilham veren ve tiyatro sahnelerinin gelişimine katkı sağlayan birçok projeye imza attı.
Sinema ve Televizyondaki Performansları
Tiyatrodaki başarılarının yanı sıra Gökçer, sinema ve televizyon dünyasında da adından söz ettirdi. Rol aldığı filmler ve dizilerdeki derinlikli oyunculuğu, sahne disiplini ve tecrübesiyle birleşerek izleyicilere unutulmaz anlar yaşattı. Sanatçının sinema kariyeri, Türk tiyatrosundaki etkisini daha geniş bir kitleye ulaştırma fırsatı sundu.
CÜNEYT GÖKÇER’İN ÖDÜLLERİ
Cüneyt Gökçer’in sanata olan katkıları, hem ulusal hem de uluslararası düzeyde büyük takdir gördü. 1981 yılında “Devlet Sanatçısı” unvanına layık görülen Gökçer, bu prestijli ödülle Türk sanatına yaptığı katkıların onurlandırılmasını sağladı. Bunun yanı sıra Yunanistan’dan I. George Nişanı, İtalya Cumhurbaşkanlığı tarafından verilen Commendatore unvanı ve Polonya Kültür Nişanı gibi uluslararası ödüller de aldı. Gökçer’in aldığı bu ödüller, onun yalnızca Türkiye’de değil, dünya çapında da sanatın önemli bir figürü olarak kabul edildiğini gösteriyor.
Cüneyt Gökçer, 1944 yılında Mediha Gökçer ile evlendi ve bu evlilikten Deniz adında bir kızı oldu. 1964 yılında Ayten Gökçer ile ikinci evliliğini gerçekleştiren sanatçının Aslı Gökçer adında bir kızı daha dünyaya geldi. Ailesiyle birlikte sanat dolu bir yaşam süren Gökçer, özel hayatında da sanatsever bir çevreyle iç içeydi.
CÜNEYT GÖKÇER’İN ÖLÜMÜ
Cüneyt Gökçer, 23 Aralık 2009’da solunum yetmezliği nedeniyle tedavi gördüğü hastanede hayata gözlerini yumdu. İstanbul Zincirlikuyu Mezarlığı’na defnedilen sanatçının ardından, Türk tiyatrosunun altın çağını temsil eden bir miras kaldı.