Siyasi Tansiyon Yükseliyor: İddialar Ve Gerçekler Arasında Türkiye

YAYINLAMA
17 Ocak 2025 22:58
GÜNCELLEME
19 Ocak 2025 23:01

Ekonomik kriz, yalnızca vatandaşın cebini değil, siyasetin yönünü de derinden etkiliyor.

Sosyal medya ve basında dolaşan haberler, Türkiye siyasetindeki tansiyonu artırıyor. Bu dönemde gündeme dair iddiaları daha dikkatli değerlendirmek gerekiyor. Zira, asparagas haberler ve manipülatif söylemler her kesimden insanı etkileyebiliyor.

CHP’nin Sertleşen Dili ve Strateji Hataları

Seçim sonrası kısa süreli "yumuşama" dönemi, toplumdan gelen “yeter artık” talebine zoraki bir yanıttı. Ancak bu süreç beklenenden uzun sürdü ve asgari ücret zammının ardından CHP’nin dili daha sertleşti.

Muhalefet, erken seçim fikrini topluma kabul ettirmeye çalışıyor. Ancak hızlı ve eksik stratejilerle ilerlemeleri, halk üzerinde istenen etkiyi yaratmakta yetersiz kalabilir. Özellikle ekonomik sıkıntılar, muhalefetin elini güçlendirse de somut bir alternatif sunulmaması, bu çabanın etkisini sınırlıyor.

*

Muhalefetin erken seçim için bu kadar aceleci hareket etmesinin iki sebebi var:

1-Erdoğan’ın ekonomiyi düzeltme ihtimali,

2- Erdoğan’ın yeniden aday olmak için başlattığı süreç.

*

Ekrem İmamoğlu ve Görev Tartışmaları

CHP’de benim en çok dikkatimi çeken şey, Ekrem İmamoğlu’nun, Ümit Özdağ'ın dediği gibi “kendini cumhurbaşkanı zannederek” hareket etmesi.

Ben bu söze bir ekleme daha yaparak, kendini CHP lideri ve cumhurbaşkanı sanarak hareket etmesi ve Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevlerini aksatması olarak revize edeceğim.

Yani zabıta denetimi, Suriye’deki gelişmeleri yerinde görmek için başvuruda bulunması, her konuya müdahil olmaya çalışması ve sürekli her şeyde kendini öne atmaya çalışması Ekrem İmamoğlu’na prestijden çok imajına zarar veriyor, hatta komik duruma düşürüyor.

Sayın İmamoğlu, önce İBB görevinizi layıkıyla yerine getirin.

Önce:

  • Yolda kalan İETT otobüslerinin sorunlarını çözün,
  • Zamları eleştirip ardından İETT otobüslerine yapılan %35 zammı bir düzenleyin,
  • Kaynaşlı, Gümüşova, Gölyaka, Çilimli, Cumayeri, Yığılca’daki kanalizasyon sorunlarını çözün ve Melen Çayı’nı temizleyip eksikleri giderin.

Umarım sıraladığınız onca projeleri bir an önce bitirirsiniz.

İstanbul ilçe belediyelerini yetkileriniz sınırında denetleyiniz ki yolsuzluk haberleriyle uğraşmayın.

Bu konuda iktidara da bir eleştirim var, onu da yazı akışında değineceğim.

*

Cumhur İttifakı’nın Soğukkanlı Duruşu ve Çifte Standart Algısı

Gelelim Cumhur İttifakı’na! Muhalefetin aksine soğukkanlı tavrını koruyormuş gibi gözüküyor ama öyle değil!

Sadece iktidar olmanın getirdiği ve birikmiş tecrübeyle endişelerini gizleyebiliyor.

Tıpkı CHP gibi iktidar da toplumu hissediyor, görüyor, her şeyin farkında.

Yetersiz maaş zamları, artan ürün ve hizmet fiyatları, barınma krizleri ve alım gücündeki düşüş, toplumda umutsuzluğun artışı, vatandaşta erken seçim fikrini giderek daha cazip hale getiriyor.

Muhalefetin fırsat olarak gördüğü bu durum, iktidar için ciddi bir sınav. Ancak CHP’li belediyelere yönelik tutuklamalar ve kayyum atamaları, iktidarın muhalefeti baskılamak için bu süreçleri kullandığı algısını güçlendiriyor.

Bu durumun çarpıcı bir örneği, Şırnak'ın Uludere ilçesine bağlı Hilal beldesinin Belediye Başkanı Cevher Benek’in durumu. "İhaleye fesat karıştırma" ve "rüşvet" suçlarından hapis cezasına çarptırılmış olmasına rağmen, Benek’in hâlâ görevde olması, kamuoyunda çifte standart algısını derinleştiriyor.

Sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan, sizden bize böyle düşündürtmeye neden olan durumları düzeltmenizi gerek belediye borçları olsun gerek usulsüzlükler olsun, kendi belediyelerinizin de incelenmesini talep etmenizi ve bu süreçte yürütülen soruşturmaların şeffaf bir şekilde yürütülmesi için talimat vermenizi rica ediyorum.

Malumunuz, bu tarz durumlar toplumun devlete ve adalete olan güvenini sarsmakta ve olur da CHP erken seçimi getirirse bu sandığa yansıyacaktır.

Hem İktidarın Hem Muhalefetin Sorumluluğudur

Türkiye’de siyasi tansiyon her geçen gün artıyor. Ancak asıl sorun, bu süreçlerin halkın sorunlarını çözmek yerine güç mücadelesine dönüşmesi. Toplumun güvenini yeniden inşa etmek, tüm siyasi aktörlerin ortak sorumluluğudur.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.