ABD ve İngiltere’den bilim insanlarının da yer aldığı bir ekip, Dünya’nın manyetik kuzey kutbunun güncellenmiş konumunu açıkladı. Son verilere göre, manyetik kutup beş yıl öncesine kıyasla Sibirya’ya daha da yaklaştı.
MANYETİK KUZEY KUTBU, SABİT DEĞİL
CNN’e konuşan araştırmacılar, manyetik alanın sabit olmadığını ve sürekli değiştiğini belirtti. Coğrafi Kuzey Kutbu sabit bir noktada bulunurken, manyetik kuzey kutbu zamanla hareket ediyor.
MANYETİK KUTUP KAYMASI NEDEN ÖNEMLİ?
İngiliz Jeoloji Araştırma Merkezinden jeofizikçi Dr. William Brown, yeni modelin havayolu ve askeri navigasyon sistemlerini güncellemek için kritik olduğunu ifade etti.
UÇUŞLAR VE SAVUNMA SİSTEMLERİ ETKİLENİYOR
Brown, “Büyük hava yolları, yeni modeli uçak filolarına entegre etmek için navigasyon yazılımlarını güncelleyecek. NATO orduları da askeri ekipmanların navigasyon sistemlerini uyarlamak zorunda kalacak.” diye konuştu.
ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresi (NOAA) kıdemli araştırmacısı Dr. Arnaud Chulliat, yapılan son güncellemeyle birlikte manyetik kuzeyin 2025 yılına kadar tahmin edilen konumunun doğrulandığını belirtti.
MANYETİK KUTUP DEĞİŞİMİNİN SEBEPLERİ BELİRSİZ
Bilim insanları, manyetik kuzeyin hareket hızında dramatik değişimler yaşandığını ancak bu fenomenin nedeninin tam olarak açıklanamadığını ifade etti. Dünya, 100 milyon yıldan uzun süredir çok sayıda manyetik kutup değişimine tanık oldu. Ancak modern teknoloji çağında böyle bir değişim hiç yaşanmadı.
Küresel konumlandırma sistemleri (GPS) de dahil olmak üzere birçok navigasyon sistemi, Dünya Manyetik Modeli’ni (WMM) temel alarak çalışıyor. İngiliz Jeoloji Araştırma Merkezi ve NOAA tarafından geliştirilen bu model, manyetik kuzeyin gelecekteki olası konumlarını tahmin ederek yön bulma sistemlerine rehberlik ediyor.
MANYETİK KUTUP NEREYE GİDİYOR?
Manyetik kuzey kutbu, 1831 yılında İngiliz kaşif Sir James Clark Ross tarafından Kanada’nın kuzeyinde keşfedilmişti. O tarihten bu yana kutup, her yıl doğuya doğru hareket ediyor ve Sibirya’ya yaklaşıyor.
Bu değişim, navigasyon ve iletişim sistemlerini doğrudan etkileyebileceği için bilim insanları tarafından dikkatle takip ediliyor.