EKREM İMAMOĞLU İFADE VERDİ
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, hakkında yürütülen iki ayrı soruşturma kapsamında Çağlayan’daki İstanbul Adliyesi’nde ifade verdi. Savcılık tarafından yöneltilen suçlamalar arasında "tehdit", "kamu görevlisine hakaret", "terörle mücadelede görev yapan kişiyi hedef gösterme" ve "adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs" yer aldı.
SUÇLAMALARI KABUL ETMEDİ
İmamoğlu, savcılık ifadesinde kendisine yöneltilen suçlamaları kabul etmediğini belirtti. Seçilmiş bir belediye başkanı olarak haklarını savunduğunu ve sözünün eri olduğunu ifade eden İmamoğlu, bazı açıklamalarının bağlamından koparıldığını dile getirdi. İmamoğlu, eleştirilerinin hukukun üstünlüğüne ve ifade özgürlüğüne dayandığını vurguladı.
CHP Gençlik Kolları Başkanı Cem Aydın'ın resmî davet yazısı ile ifade vermeye çağrılabileceğini ancak bunun yerine gün doğmadan Aydın'ın kapısına birçok polis memuru ile gidilmesini eleştirdiğini ifade eden İmamoğlu, abi/baba şefkati ile konuya ilişkin söylemlerde bulunduğunu dile getirdi.
İmamoğlu, bu söylemlerini tehdit olarak görmenin "gerçek adaleti ve bağımsız yargıyı tehdit olarak görmek" anlamına geldiğini söyledi.
YARGININ BAĞIMSIZ OLMASI GEREKTİĞİNİ BELİRTTİ
İmamoğlu, yargının bağımsız ve tarafsız olması gerektiğini ifade ederek, hukukun talimat ile değil evrensel ilkeler çerçevesinde işlemesi gerektiğini söyledi. Adaletin herkes için eşit olması gerektiğini dile getiren İmamoğlu, eleştirilerinin demokratik bir hak olduğunu savundu.
İmamoğlu, sözlerinde tehdit veya hedef gösterme olmadığına dikkat çekerek, yaptığı şeyin ifade özgürlüğü olduğunu ve bunun da anayasal bir hak olduğunu dile getirdi.
İfade özgürlüğünün adli makamlara ve bu makamların işleyişine dair eleştirileri de kapsadığını kaydeden İmamoğlu, demokratik sistemin gereği doğrultusunda haksızlıkların Türk milleti ile paylaşılmasının, usulsüzlüklerin eleştirilmesinin ve söz konusu uygulamaların hukuka yönelik güvene zarar verdiğinin söylenmesinin ne zamandan beri tehdit sayıldığını sorguladı.
SİYASİ BASKI İDDİASI
İmamoğlu, yargı üzerinde siyasi baskıların bulunduğunu ve bazı siyasi figürlerin açıklamalarının yargıyı yönlendirdiğini ileri sürdü. Hukukun siyasi çıkarlar için bir araç haline getirilmemesi gerektiğini belirten İmamoğlu, gelecekte bağımsız bir yargı sisteminin sağlanacağını ve adaletin herkes için eşit işleyeceğini vurguladı.
İmamoğlu, "Turpun büyüğü heybede." diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın yargıya direkt müdahalede bulunduğunu ve asıl tehdidin Erdoğan tarafından yapıldığını iddia etti.
Erdoğan'ın bu söylemleriyle yargı üyelerinin bağımsız ve tarafsız çalışamayacaklarını ortaya çıkardığını öne süren İmamoğlu, yargı üzerinde bulunan bütün baskıların kaldırılacağını dile getirdi.
İmamoğlu, bağımsız yargının millet adına karar verdiğini ve bu yargının milli iradenin bir parçası olduğunu aktardı.
SORUŞTURMANIN SİYASİ OLDUĞUNU ÖNE SÜRDÜ
İmamoğlu, "Bak Başsavcı sana söylüyorum..." diyerek İstanbul Cumhuriyet Başavcısı Akın Gürlek hakkında yaptığı konuşmanın içeriğinde onur, şeref ve saygınlığına zarar verecek bir söylem ve hitap içerisinde olmadığını ve kendisine ya da yakınlarına yönelik bir zarar ile ilgili bir söz sarf etmediğini belirtti.
İmamoğlu, hakkında açılan soruşturmanın siyasi bir süreç olduğunu öne sürdü. Bu soruşturmaya en doğru cevabı halkın sandıkta vereceğini ifade eden İmamoğlu, üzerine atılı suçlamaları reddettiğini belirterek, hukuk önünde kendisini savunmaya devam edeceğini söyledi.
