Toni Morrison kitaplarını neden karanlıkta yazıyordu?

Nobel ödüllü yazar Toni Morrison neden karanlıkta yazmayı tercih ediyordu? Bu sıra dışı alışkanlığının ardındaki sebep ve yazma sürecine etkileri haberimizde...

ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör
YAYINLAMA
02 Mart 2025 17:13
GÜNCELLEME
02 Mart 2025 17:18
Toni Morrison kitaplarını neden karanlıkta yazıyordu?
ZDA
Zeliha Demirci Aktaş Editör

TONI MORRISON’IN KARANLIKTA YAZMA ALIŞKANLIĞI

Toni Morrison, 20. yüzyılın en önemli edebi figürlerinden biri olarak kabul edilen, eserleriyle Afro-Amerikan kültürüne derinlik kazandıran Nobel ödüllü bir yazardır. Ancak Morrison’ı diğer yazarlardan ayıran en dikkat çekici özelliklerinden biri, gün doğmadan ve tamamen karanlık bir ortamda yazmayı tercih etmesiydi.

Bu alışkanlık, sadece yazma sürecini değil, aynı zamanda onun sanatsal yaratım sürecini ve düşünce dünyasını da etkileyen önemli bir faktördü.

NEDEN KARANLIKTA YAZIYORDU?

Toni Morrison, bir röportajında karanlıkta yazma alışkanlığının bilinçli bir tercih olduğunu ve bu sürecin onun yaratıcı zihnini özgürleştirdiğini belirtmiştir. İşte bu tercihin ardındaki nedenler:

1. Dış dünyadan tamamen soyutlanmak:

  • Morrison, karanlıkta yazarken çevresel etkenlerden tamamen arındığını ve sadece iç dünyasına odaklandığını ifade etmiştir.
  • Görsel uyarıcılar ortadan kalkınca, kelimelerin gücünü daha iyi hissedebildiğini söylemiştir.

2. Sabahın erken saatlerindeki zihinsel açıklık:

  • Morrison, gün doğmadan önce yazmaya başlamanın, zihinsel berraklık sağladığını ve düşüncelerinin en saf haliyle kaleme döküldüğünü vurgulamıştır.
  • Sabahın erken saatlerinde dış dünyadaki gürültü ve dikkat dağıtıcı unsurlar minimum seviyededir.

3. Yazıya mistik bir boyut katmak:

  • Morrison’a göre, karanlıkta yazmak bir tür ritüeldi.
  • Yazmaya başlamadan önce kendine sessiz ve dingin bir alan yaratıyor, böylece kelimelerinin iç dünyasından doğal bir şekilde akmasına izin veriyordu.

4. Kimlik ve bilinçaltı ile bağlantı kurmak:

  • Görsel algı kapandığında, bilinçaltı daha aktif hale gelir. Morrison, bu durumu edebi anlatımına derinlik katmak için kullanıyordu.
  • Morrison’un eserlerindeki zengin imgeler ve derin psikolojik çözümlemeler, bu içsel odaklanma sayesinde ortaya çıkıyordu.

KARANLIKTA YAZMANIN ESERLERİNE ETKİSİ

Morrison’un yazma tarzı, derin psikolojik betimlemeler ve güçlü anlatımlarla öne çıkar. Karanlıkta yazma alışkanlığı, onun kelimelerle daha güçlü bir bağ kurmasını sağlamış ve eserlerine benzersiz bir atmosfer kazandırmıştır.

Örneğin:

  • "Sevilen" (Beloved): Travma ve hafıza üzerine kurgulanmış bir roman olan "Sevilen", yoğun imgeler ve içsel yolculuklarla doludur. Morrison’un karanlıkta yazması, bu anlatım tarzına daha fazla derinlik katmıştır.
  • "En Mavi Göz" (The Bluest Eye): Toplumsal kimlik ve güzellik algısını irdeleyen bu roman, karakterlerin iç dünyasını ustalıkla yansıtır. Morrison’un içsel yolculuklarını besleyen karanlıkta yazma pratiği, bu eserin atmosferinde de hissedilir.

MORRISON’UN BU ALIŞKANLIĞINDAN NE ÖĞRENİLEBİLİR?

Morrison’un karanlıkta yazma alışkanlığı, yaratıcı süreç üzerinde düşünmeye değer birkaç önemli noktayı ortaya koyar:

  • Zihinsel berraklık, yaratıcı süreç için büyük önem taşır.
  • Çevresel uyarıcıların azaltılması, odaklanmayı artırabilir.
  • Kendi yazma ritüelinizi oluşturmak, üretkenliği ve sanatsal ilhamı artırabilir.

Toni Morrison’un karanlıkta yazma alışkanlığı, sadece bir yazma yöntemi değil, aynı zamanda onun sanatsal vizyonunun bir parçasıydı. Bu alışkanlık, eserlerinin derinliğini, anlatımındaki güçlülüğü ve kelimelerinin etkisini artıran önemli bir unsurdu. Yazarın, bilinçaltına daha derinlemesine inmesini sağlayan bu ritüel, onun edebiyata damga vuran anlatım tarzını şekillendirdi.


Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.
Sonraki Sayfa