On bir ayın sultanı Ramazan geldi. 28 Şubat Cuma gecesinde ilk sahurlar yapıldı. Ramazan'a yeniden kavuşmanın sevincini yaşayan İslam Alemi, 1 Mart Cumartesi günü ilk oruçlarını tuttu, sahurlarını yaptı.
Peki, Ramazan'da nelere dikkat etmeliyiz? Ramazan sofralarında mutlaka yerini alması gereken yiyecekler nelerdir? Kabızlık sorunu için neler yapılabilir? Diyetisyen Ayça Doğandemir, bu soruların cevabını Ankara Masası'na verdi.
Ramazan ayının, vücudun bağışıklığını artırmak, vücudun dengesini korumak için önemli bir dönem olduğunu ifade eden Doğandemir, şunları söyledi:
"Ruhen ve bedenen arınma söz konusu. Ruh olarak kendimizi daha sakin, dingin bir dönemin içinde buluyoruz. Açlık açısından bakıldığında ise otofaji, yani vücudun yolunda gitmeyen hücreleri tanıyıp yok ettiği bir dönem. Bunu detoksun bir parçası olarak görebilirsiniz. Toksinlerden vücudun arındırıp daha iyi çalışmasını sağlayabilir"
"Kükürtlü grubu günde 2-3 porsiyon şeklinde tüketmemiz gerekiyor"
Tek öğün beslenmenin vücudun tüm ihtiyaçlarını karşılayacak besini almak için yeterli olmadığını ifade eden Ayça Doğandemir, kükürtlü grubunun önemine dikkat çekti ve 2-3 porsiyon şeklinde tüketilmesi gerektiğini söyledi.
Sofralardan bu yiyecekleri eksik etmeyin
Diyetisyen, şöyle devam etti:
"Brokoli, karnabahar, lahana, roka, hardal, Brüksel lahanası tercih edilebilir. C grubu besinleri de ihmal etmemeliyiz, soğan, sarımsak, turunçgiller, bergamut gibi… İlaçsız limon kabuğunu da salatalarımıza rendeleyebiliriz. Balık, tavuk, kırmızı et yumurta gibi kaliteli protein tüketimine de dikkat etmeliyiz. Karaciğer sağlığı için kuru fasulye, nohut yiyebiliriz. Her gün enginar tüketimi de karaciğer detoks sistemini inanılmaz destekliyor. Enginarı yiyemiyorsak bile suyunu içebiliriz. Karaciğer yenilenmesi için şevketibostan bitkisinden yararlanılabileceğini, deve dikeni tohumunun da karaciğerdeki yağlanmayı azaltır, glutatyon içerikli ıspanak, avokado ve bamyanın da ramazan sofralarında yerini alması gerektiğine işaret etti.
"Proteinin pişirilmesi biyoyararlanım açısından değerlendirilmeli" diyen Ayça Doğandemir, şu ifadeleri kullandı:
"Yumurtayı pişirdiğimizde yüzde 90 oranında faydalanırken çiğ olarak biyoyararlanım yüzde 51’e düşüyor. Beyazının komple pişmiş olması gerekiyor. Vücudun çalışma mekanizmasını destekleyen kolinin (mikro besin ögesi) bulunduğu yumurta sarısını ise kayısı kıvamında tüketmek gerekiyor. Kırmızı et konusunda da hangi derecede pişmiş olduğunu önem taşıyor. Yaş ilerledikçe mesela 50 yaşından sonra az pişmiş etin biyoyararlanımı azalıyor"
Ramazan'da kabızlık
Diyetisyen Doğandemir, "Ramazan döneminde kişide kabızlık şikayetleri görülebilir. Bu yüzden su tüketimi (en az 2,5 l), iftardan sonraki hafif egzersizler, lif alımı (çiğ/pişmiş sebze, meyve tüketimi)(günlük 2 yemek kaşığı keten tohumu)(sahura kalktığında 1 yemek kaşığı zeytinyağı) önemlidir" dedi.
"sahur öğünü atlanmamalıdır"
Öğünlerin dengeli ve düzenli yapılması gerektiğine dikkat çeken Doğandemir, özellikle sahur öğünün atlanılmaması gerektiğini belirtti.
