Geçtiğimiz haftalarda dondurucu havaların etkisini gösterdiği ülkemizde "influenza" virüsü oldukça yaygınlaştı. Bazı insanlar da bu virüs görüldü.
Havaların ısınmaya başlamasıyla birlikte virüsün halen etkisini gösterip göstermediği merak ediliyor.
İlkbahar mevsimine geçiş yaptığımız şu günlerde ise gündüzleri sıcak akşamları soğuk hava etkili oluyor.
Peki, influenza etkisini gösteriyor mu? Mevsim geçişinde hastalıklar çoğalır mı? Nelere dikkat etmemiz gerekir?
Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, bu soruların yanıtını Ankara Masası'na verdi.
AŞININ ÖNEMİ
"Beklendiği gibi oldu aslında" diyen Doğancı, Türkiye'de mevsimsel influenza aşısını çok fazla insanın yaptırmadığını söyledi.
Levent Doğancı, "SGK belli yaştaki ve belli riskli insanlara ücretsiz olarak ödüyor ama bir böyle aşı karşıtlığı var maalesef veyahut da aldırmazlık var" dedi.
AŞI YOKSA ÇOK BULAŞICI
Aşılanmadığı zaman infilanzanın çok bulaşıcı bir hastalık olduğunu ifade eden Doğancı, şunları söyledi:
"Sizi yakalarsa affetmez"
"Sizi yakalarsa affetmez. Buradaki önemli olan şey bari aşıyla korunmadığınız hiç olmazsa ilacı var korunacak. O ilaç da yani doğru dürüst kullanılmadığı zaman insanlar hastalanıyor. Bütün dünyada görüldüğü gibi Türkiye'de de görüldü"
"TOPLUM KORUNMUYOR "
Havaların yumuşamasıyla birlikte virüsün azalarak kaybolduğunu belirten Enfeksiyon Uzmanı, "Bu havaların soğuk gitmesiyle birlikte oluşan bir durum. Gelecek yılda aynısı olacak, ondan sonraki yılda aynısı olacak. Yani toplumun aslında birazcık belki sizlere sayesinde onlara doğru bilgiyi aktararak korunması daha mantıklı ama korunmuyor toplum yani. İmkan olduğu halde korunmuyor, enteresandır" değerlendirmesinde bulundu.
İLKBAHAR MEVSİMİNDE HANGİ HASTALIK GÖRÜLÜR?
Bu havalarda genellikle nezlenin görülmeye başlandığını aktaran Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, şunları söyledi:
"Nezle başkadır. Yani insanlar nezle olduğu zaman ben grip oldum diyor ama ikisi çok farklı. Hem virüsleri farklı hem bulguları farklı. Şimdi influenza da genellikle şeyler daha sistemik oluyor. Özellikle çok yüksek ateş oluyor. Nezle de bir ateş beklemiyoruz, bir burun akıntısıyla başlar. Genellikle üst solunum yolunda kalır. Hafif bir bronşit yapabilir. Her ikisinin de başlangıcında tabi böyle aşırı bir boğaz yanması oluyor. Özellikle çocuklar geçirdiği zaman okul ve kreş çocuklarında onları hemen doktora götürdüklerinde boğaz kültürü yapılıyor. Taşıyıcı mesela streptokoklar çıkıyor. Zannediliyor ki streptokoksik bir tonsili veya tonsillofarenjit geçiriyor hasta. Onun üzerinde duruluyor. Halbuki o bir taşıyıcı yani onun bir önemi yok. Onun üzerinde duruluyor. Halbuki hasta nezle. O ikisinin de ayrılması lazım"
"Antibiyotiğe hiç gerek yoktur"
"Nezlede tanının güzel yapılması lazım" diyen Doğancı, "Nezle; burun akıntısı, bir hafif boğaz ağrısı, boğaz yanması, işte bir postnazal akıntı bununla şey, geçebilir. Antibiyotiğe hiç gerek yoktur" ifadelerini kullandı.
Enfeksiyon Uzmanı Prof. Dr. Levent Doğancı, "Mesela demin bahsettiğim streptokoklar, grup A streptokoklar veya bizim halk arasında söylenen beta hemolytik streptokoklar, bunlar hala bütün dünya üzerinde bildiğimiz en basit penisiline duyarlı bakterilerdir. Halen direnç gelişmemiştir bu bakterilerde. Çin'den Amerika'ya kadar hiçbir grup az streptokokta basit penislinlere veya en eski penislinlere karşı bir direnç yoktur. Ama Türkiye'de nedense daha pahalı alternatifler kullanılır. Yani bir penisilin korkusundan dolayı. Ama o pahalı alternatiflere baktığınız zaman onların da alerji yapma ihtimali vardır. Ama bu bilinmez, kullanılır" şeklinde konuştu.
AYIRT EDİLMESİ LAZIM
Taşıyıcı ve gerçek hastanın ayırt edilmesi gerektiğini belirten enfeksiyon uzmanı, klinik olarak ayırt edilmesi ve doktorların gözlerinin iyi olması gerektiğini belirtti. Prof. Dr. Doğancı, "Baktıkları zaman evet bu. Streptokoksik (enfeksiyon) olabilir ama bu nezle demesi lazım" dedi.
