İran ve İsrail, dünya ile ‘çok güzel hareketler’ oynamaya devam ediyor. Aylar önce Tel Aviv’in boş tarlalarına haşmetli füzeler gönderen İran, medya aracılığıyla gözdağı satmayı sürdürüyor.
Kendi Cumhurbaşkanları Reisi’nin ölümü üzerine herhangi bir aksiyon almayan devletten ne beklenir ki? İsrail’in düzenlediği suikastta Hamas lideri Heniyye’nin şehit olması yalnızca Filistinlileri değil, davası için mücadele eden tüm ümmeti ağlattı. Milyonların tepkisiyle karşılaşan ve İsrail hayranlığının ayyuka çıkma korkusuyla İran, bayrakları yarıya indirdi ve intikam açıklamasıyla karşımıza çıktı.
Biz gazeteciler olarak iki ülke arasında sosyal medyada oynanan bu gölge oyununu ifşa etmek boynumuzun borcu…
-Trump, İran hakkında ilk GAF’ı yaptı-
Bundan aylar önce eski ABD Başkanı ve yeniden başkan adayı olan Donald Trump’ın İran’ı ifşa eden skandal bir açıklaması gündem olmuştu. Ne dediğini bir hatırlayalım… İran'ın ABD üslerine yaptığı saldırıların önceden haber verilmiş olduğunu itiraf eden Trump, olayı şöyle aktarmıştı: "İranlılar bizi aradılar ve 'Dinleyin, başka seçeneğimiz yok' dediler. Sizi vurmalıyız. Çünkü bizim kendimize saygımız var. Ve onları anladım.”
ABD eşittir İsrail olduğu için bu durumda İran, Siyonist terör devleti İsrail ile de aynı sahnede yer alıyor olabilir mi? Evet olabilir. İsrail’e ‘Çarşamba’ randevusu vermesi bile tarihin tekerrür ettiğini gösteriyor.
-İran, ne yardan geçebiliyor ne de serden…!-
M.S 7. yüzyıl itibarıyla İran’a her ne kadar İslamiyet hâkim olsa da bir ‘Baal’ ritüelini kabullenmiş olan İsrail’e karşı gizlenemez hayranlığı, Perslerden gelme milletin damalarında hala bir mecusîlik olduğunu şak diye ortaya koyuyor. Bunun için yemin edebilirim ama ne yazık ki ispatlayamam…
Ancak tarihin tozlu sayfalarını bir kolaçan ettiğimizde İran’ın İslamiyet’ten önce Yahudilerin Pers İmparatorluğu dönemindeki yaşamı ve deneyimleri karşımıza çıkabilir. Burada Pers Krallarının Yahudilere Kudüs’teki tapınaklarını yeniden inşa etmesine izin verdikleri bilgisine bile rastlayabiliriz.
Toplama Yahudilerle kurulan Siyonist devlet İsrail ile İran arasında birbirine karşı oluşan hayranlık bir vefa duygusundan ibaret olabilir mi?
-İran’sız İsrail, İsrail’siz İran düşünülemez-
“Dünya ilerleyen saatlerde çok acayip şeylere tanıklık edecek” ifadeleriyle bir gece tüm dünya gündemini Filistin’in üzerinden çekip kendi egolarına seyirci yapan İran’ın bu zamana kadar gayr-i müslim bir devleti vurduğu görülmedi. Köşeye sıkıştığında “Bizim nükleer silahlarımız var, üzerinize atarız haa” ifadeleriyle sözde kızdığı ülkelere parmak sallayan -halt- İran’ın gündemi değiştirmekten başka bir ‘halt’ yaptığı yok. Çünkü, İran olmasa İsrail, İsrail olmasa İran, Orta Doğu’da caka satamaz.
-Tiyatroya hoş geldiniz-
Gerçek bir olaydan ilham alınmıştır.
SAHNE 1:
Füze sesleri eşliğinde ilk perde açılır. İsrail, vaadedilen topraklar uğruna 1948 yılında ilk işgal hareketine Filistin’den başlamıştır. Sahnede gerçek bomba-füzeleri gerçek Filistinliler üzerinde kullanmaya başlarlar. İsrail, dünya çapında soykırım adı verilen bu kıyımı alkışlayacak seyircilere ihtiyaç duyar.
SAHNE 2:
En başından beri Siyonizmin kulu köpeği olan AB ve ABD, Orta Doğu’daki maşasına, ‘aykırı’ maskesi takarak seyircilerin arasına oturtur. Bu ülkenin adı da… Sahneden kopan, salonu inleten Filistinli çocukların çığlık seslerine bir kısım seyirci gülerken malum ülkeden de alkışlar arasından sadece “İntikam” uğultuları kısılır!
SAHNE 3:
Ayasofya’nın komşusu, Kabe’ye giden yol Kudüs’ün etrafı kanlarla bezelidir. Sahneye çıkan basın, “Orta Doğu yangın yeri” diye bağırır. Bir taraftan yuhalamalar, boykotlar… Peşine sahneye atılan ‘gözdağları’… Şeytan ta kendileri…
Hülasa, bu sahneyi yıkmayı değil de izlemeye devam ediyoruz.
Çok güzel hareket diyenler…
Biiiiiiiiiiippppp……