Çok çok eski zamanlarda, çok şirin bir kasaba varmış.
Kasaba farelerle dolup taşmış ve halk bu durumdan oldukça şikayetçiymiş. Bir gün kasabaya, elinde kavalı olan bir adam gelmiş. Bu adam, kavalının büyülü bir yeteneğe sahip olduğunu ve çaldığında fareleri kasabadan uzaklaştırabileceğini söylemiş. Karşılığında ise kasaba halkından bir ödül istemiş. Kasaba halkı ve yetkililer, farelerden kurtulmak için bu teklifi kabul etmiş.
Kavalcı, kavalını çalmaya başlamış ve tüm fareler melodinin etkisi altında kalarak kasabayı terk etmişler. Ancak, kavalcı işini başarıyla tamamladığında ve ödülünü talep ettiğinde, kasaba halkı ve yöneticileri ona ödeme yapmayı reddetmiş. Kavalcı, kendisine verilen sözün tutulmadığını görünce intikam almaya karar vermiş.
Bir gün tekrar kavalını çalmış ve bu sefer kasabanın tüm çocuklarını büyülemiş. Melodinin etkisi altında kalan çocuklar, kavalcının peşinden giderek kasabayı terk etmiş. Kasaba halkı, çocuklarının yokluğuyla büyük bir üzüntü ve pişmanlık yaşamış.
⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂
Hikayenin sonunda kasaba halkı, kavalcıya verdiği sözü tutmadığı için çocuklarını kaybetmişşşşş.
Günlük hayatın koşuşturması ya da işimize öyle geldiği için bazen verdiğimiz sözleri tutmakta zorluk yaşayabiliyoruz. Bu da ilişkilerimizin sağlıklı bir şekilde ilerlemesini zorlaştırıyor. Bu konuda binlerce söz söylenmiş olması, bu değerin ne kadar önemli olduğunu da gösteriyor.
Ama bu değerin yeterince farkında olduğumuzu düşünmüyorum. Çünkü verdiğimiz sözleri kısa vadede bir kaçış olarakta görebiliyoruz. O anda üzerimizdeki baskıyı hafifletmiş oluyoruz ama uzun vadede büyük sorunların kapısını aralamış oluyoruz aslında.
ikili ilişkiler arasında köprü inşa etmek güvene dayanıyor.
Güvenmediğin biri için herhangi bir sorumluluk üstlenir misin?
İşte söz vermek bir sorumluluk gerektiriyor, sorumluluğu da sadece güvendiğimiz biri için alıyoruz.
Peki, ya hiç kendinize söz verip tutmadığınız oldu mu?
Genel de kendimize hedef belirlemek için ya da düzenli alışkanlıklar edinmek için sözler veririz. Bazen de kendimize ulaşılması zor, gerçekçi olmayan hedefler koyarız. (Evrene olumlu mesajlar göndermiş olmak için). Bu da kendimize olan güveni sarsabiliyor.
Birine saygı duymak, verilen sözü yerine getirmekle başlar. İnsan önce kendine saygılı olursa, topluma da aynı saygı ve özeni gösterecektir.
⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂⁂
Söz verirken daha sorumlu şekilde davranmak İçin, gerçekçi olmayan vaatlerden uzak durup, iletişimde her daim açık ve şeffaf kalmayı başarırsak, hem bireysel hem de toplumsal düzeyde güçlü ve sağlam ilişkilerin temelini atmış oluruz.
Ve tabii ki bahaneler...
Bahaneler, hedeflerimize ulaşmamızı engelleyen ve bizi sınırlayan zihinsel engeller...
Bu engelleri aşın, kendinizi tanıyın, hedeflerinizi netleştirin, sorumluluk alın ve zihniyetinizi değiştirin.