Eğer bir adamın işi sokakları süpürmekse, Michelangelo nasıl resim yapıyor, Beethoven nasıl beste yapıyor veya Shakespeare nasıl şiir yazıyorsa öyle süpürmeli. Sokakları öyle güzel süpürmeli ki yerdeki ve gökteki herkes bir an durup burada işini çok iyi yapan bir adam yaşıyormuş demeli.
Martin Luther King, Jr.
Hepimiz hayatta bir şekilde çalışıyoruz. Belki bir ofiste, belki bir atölyede, belki de dışarıda. Ama ne iş yaparsak yapalım, o işi severek ve tutkuyla yapmalıyız.
Düşünsenize, sokakları süpüren biri bile işini Michelangelo’nun resim yaparken hissettiği heyecanla yapsa nasıl olurdu? Her bir süpürme hareketi, bir sanat eseri yaratmak gibi olurdu. İnsanlar geçerken o temiz sokağı görüp, "Burada işini gerçekten seven biri çalışıyor," derdi.
Ben de hayatımda farklı işlerde çalıştım. Bazıları gerçekten zor ve bazen sıkıcıydı. Ama işin içinde ne kadar çok anlam aradığımı fark ettim. Her bir işi, sanki dünyanın en önemli göreviymiş gibi yapmaya çalıştım. Çünkü bence işimize ne kadar kalbimizi koyarsak, o iş o kadar değer kazanır.
Bir öğretmeni düşünün; sadece ders anlatmak değil, aynı zamanda öğrencilerinin hayatına dokunmak, onları geleceğe hazırlamak gibi bir sorumluluğu var. Bir doktorun yaptığı iş, sadece bir tedavi uygulamak değil, bir insanın sağlığına kavuşmasına yardım etmek. Bunlar büyük işler gibi görünebilir ama aslında her işin, büyük ya da küçük, bir değeri var.
Belki "Benim işim çok basit" diyorsunuz. Ama bir düşünün, her sabah kalkıp o işi yapıyorsunuz ve bu, birileri için gerçekten önemli olabilir. Örneğin, bir temizlik görevlisi, bir hastaneyi hijyenik ve güvenli tutar. Bu iş, basit gibi görünse de, aslında insanların sağlığı için ne kadar önemli olduğunu bir düşünün.
Benim görüşüm, işimizi ne kadar ciddiye alırsak, hayatımızın o kadar anlamlı hale geldiğidir. Her gün yaptığınız işten gurur duymak, en iyisini yapmak istemek, sizi sadece işinizde değil, hayatınızda da mutlu eder.
Çünkü sonuçta, her iş bir katkıdır. Küçük veya büyük, önemli ya da önemsiz gibi görünen her işin bir etkisi vardır. Ve o etki, sizin işinize kattığınız aşkla ortaya çıkar.
Bir marangoz, her tahtayı sevgiyle işler. Bir aşçı, her yemeği özenle hazırlar. Siz de yaptığınız işte bu tür bir tutku bulabilirsiniz. O zaman, ortaya çıkan sonuç sadece sizin değil, başkalarının da hayranlıkla bakacağı bir şey olur.
Kendimden de biliyorum, işini tutkuyla yapan insanlar, hayatlarına bir anlam katıyor. Onların enerjisi ve çabası, çevrelerindeki insanlara da ilham veriyor.
İşte bu yüzden, her sabah kalkıp yaptığımız iş, sadece bir görev değil; aynı zamanda dünyaya bıraktığımız bir izdir.