Öncelikle TUSAŞ ailesinin ve milletimizin başı sağ olsun, şehitlerimizi rahmetle anıyoruz.
Makina Mühendisi Zahide Güçlü, Kalite kontrol görevlisi Cengiz Coşkun, TUSAŞ çalışanı Hasan Hüseyin Canbaz, Güvenlikçi Atakan Şahin Erdoğan ve taksi şoförü Murat Arslan mekanları cennet olsun Allah yakınlarına sabır, yaralılara şifa versin.
Dünyanın her yeri için geçerli olan şey; MİLLİ GÜVENLİK SORUNU ve ÇÖZÜMÜ hep vardır. Sadece kesintiye uğrar, asla çöpe atılmaz. Jonathan Power’ın da dediği gibi pedallar çevrilmeye devam ediyor.
Ve Devlet Bahçeli’nin tarihi konuşmasında da dediği gibi “Türk ve Türkiye yüzyılına hız verme zamanıdır” yani pedallara asılma zamanı!
Türk siyasetinin MİLATTI olarak tarihe geçen MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin konuşması sadece ezberleri bozmakla kalmadı ortaya attığı yemle eli kanlı terörist PKK’nın ve kuklacısının eteklerini tutuşturdu. Çünkü bu çağrı sadece birlik çağrısı değil ileride atılacak adımları ve Türkiye’nin bölgesel gelişmelere vereceği tepkisinin açık bir şekilde nasıl olacağını da gösteriyordu.
Ankara kulislerinden gelen iddiaya göre İmralı’daki Öcalan’ın ziyaret sırasında "Buradan tabutla çıkmak istemiyorum” DEMİŞ. Bahçeli’nin UMUT hakkı çağrısı ne kadar heyecanlandırdıysa artık bazı ayrıntıları unutup bu cümleleri sarf etmiş olabilir. O ayrıntıları da yazının akışında değineceğim.
Peki, Bahçeli neden böyle bir çağrı yaptı? ASELSAN, Bayraktar varken Neden TUSAŞ’a saldırıldı? Amerika’nın algı oyunu, Erdoğan’ın Rusya’daki Brics Zirvesinin önemi ve Bahçeli’nin çağrısı sonrası Öcalan ile hızlı bir görüşme ayarlanması…
Hem büyük resmi görmek hem süreci iyi anlayabilmek için zamanı biraz geriye sardırmakta fayda var.
*
1 EKİM SALI 2024/ BAHÇELİ’DEN ANLAMLI İLK ADIM
TBMM'nin yeni 3. yasama yılının açılışında MHP lideri Devlet Bahçeli, aralarında DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, DEM Parti Van Milletvekili Pervin Buldan ve DEM Parti Ağrı Milletvekili Sırrı Sakık'ın da olduğu milletvekilleriyle tokalaştı.
Diğer yandan mecliste açılış konuşma yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsrail'in Lübnan'daki Hizbullah militanlarına yönelik başlattığı kara harekatına değinip, "Vadedilmiş topraklar hezeyanıyla hareket eden İsrail yönetiminin, Filistin ve Lübnan’dan sonra gözünü dikeceği yer bizim vatan topraklarımız olacaktır" dedi.
*
3 EKİM PERŞEMBE 2024 BAHÇELİ-ERDOĞAN GÖRÜŞMESİ
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'ye Beytepe'deki konutunda ziyarette bulundu.
45 dakikalık görüşmede ilerleyen süreçlerde atılacak adımlar masaya yatırıldı. Elbette ki bu görüşme sadece burayla kalmadı. Cumhur ittifakı olarak zaten MHP ve AK Parti ekibi sürekli istişare halinde.
*
8 EKİM SALI 2024/ İSRAİL TEHLİKESİ KONULU TBMM KAPALI OTURUM
TBMM'de İsrail'in saldırıları ve Orta Doğu'daki gelişmelere yönelik bir kapalı oturum düzenlendi. Mecliste konuşulanlar 10 yıl sonra açıklanabilecek.
*
16 EKİM ÇARŞAMBA 2024 BARZANİ’NİN TÜRKİYE ZİYARETİ
Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi (IKBY) Başkanı Neçirvan Barzani, Kuzey Irak’ta 2 yıl ertelenen parlamento seçimlerinden sadece 4 gün önce Türkiye'yi ziyaret etti. Barzani Ankara'da sırasıyla Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) Başkanı İbrahim Kalın ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'la görüştü.
*
20 EKİM 2024/ IRAK’TAN, SEÇİM SONRASI DİKKAT ÇEKEN TÜRKİYE AÇIKLAMASI
Ülkesine döndükten sonra Türkiye ziyaretine ilişkin hiçbir açıklama yapmayan Barzani, IKBY'nin 6. dönem milletvekili seçimleri için Erbil'de oyunu kullandıktan sonra ilk kez ziyarete ilişkin konuştu.
IKBY ve Irak'ın Türkiye ile ilişkilerinin geliştirilmesi, ekonomik, güvenlik ve bölgedeki gelişmelerin ele alındığını belirten Barzani direk şu ifadeyi kullandı:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan ile çok iyi bir görüşme gerçekleştirdik. Türkiye ile çok iyi ilişkilerimiz var."
Barzani iç kargaşa olma ihtimaline karşı bu açıklamayı yaptı. Çünkü Türkiye, Irak halkı için bir güvence.
Burada Barzani’nin bu açıklamasını daha iyi anlayabilmek için şu gelişmeyi de hatırlatmakta fayda var.
- 13 AĞUSTOS 2024/ IRAK SEÇİMDEN İKİ AY ÖNCE
Türkiye ile Irak arasındaki ilişkileri derinleştirmek için son dönemlerde iki önemli görüşme, sonrasında ise Irak’tan önemli kritik hamleler peşi sıra geldi.
Görüşmenin ilki 19 Aralık 2023’te Ankara’da, diğeri 14 Mart 2024’te Bağdat’ta olmak üzere iki güvenlik zirvesi gerçekleştirildi.
Bu süreçte Türkiye’nin öncelikli talepleri arasında PKK’nın “terör örgütü” ilan edilmesi yer alıyordu.
Mart ayında Irak Ulusal Güvenlik Konseyi, PKK’nın Irak’ta "yasaklı bir örgüt" olduğu kararı alması üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan, 22 Nisan’da Irak’ı ziyaret etti.
12 yıllık bir aradan sonra yapılan bu üst düzey ziyaret, Ankara-Bağdat ilişkilerini yeni bir düzeye çıkartması açısından tarihi olarak nitelendirildi.
Daha sonra 23 Temmuz’da, Başbakan Muhammed Şiya el-Sudani, resmi kurumlardaki yazışmalarda PKK için “yasaklı örgüt” ifadesinin kullanılmasını istedi.
Asıl kritik adım ise 13 Ağustos’ta yani Irak seçimlerine sadece iki aya kala geldi.
Irak Yüksek Yargı Konseyi, PKK'yla ilişkisi açık beyan ortada olan üç partinin yasaklanmasına ve mallarına el konulmasına karar verdi.
Bu partiler; Ezidiler Demokrat ve Özgürlük Partisi, Demokratik Mücadele Cephesi Partisi ve Özgürlük Hareketi (Tevgera Azadi).
*
22 EKİM SALI 2024 DEVLET BAHÇELİ’DEN TARİHİ ÖCALAN ÇAĞRISI!
Öncelikle şunu belirtmeliyim bu tarihi çağrıyı bırakın CHP’den gelmesini AK Parti’den yani Cumhurbaşkanı Erdoğan dahi gelse bu kadar etki yaratmazdı.
Neden?
1. Sebebi MHP’nin köklü bir parti olması,
2. Sebebi Türk Milliyetçi bir parti olması,
3. Sebebi MHP siyasi tarihi boyunca her zaman devlet yönetimde sözü geçen etkili bir parti olması,
4. Devlet Bahçeli gibi sahadan gelen birisinin bu zamana kadar yaptığı açıklamaları düşünürsek, bu denli RADİKAL, RİSKLİ bir açıklamanın büyük bir etki yaratması için en uygun kişi olması.
Riskli dediğime bakmayın aslında ÖNLEMLİ, çünkü Türkiye sınırındaki ateş çemberinden, sert müdahaleye girmeden, sorunu çözmek istiyor, ANLAMLI, DÜŞÜNÜLMÜŞ, TAŞINILMIŞ, PLANLI, ZAMANLAMASI YAPILMIŞ bir konuşma.
Zaten Türkiye gibi hem stratejik hem diğer konular(dini, ticari, köken vs.) bakımından olsun önemli bir coğrafya da yaşıyorsanız hiçbir şey tesadüf değildir. Komplocu diyebilirsiniz. Ama bulunduğumuz coğrafyanın tarihine bakıldığında yaşananların ve söylenenlerin bir komplo teorisinden ibaret olmadığı açıkça görülecektir.
Peki, Devlet Bahçeli neden böyle bir konuşma yaptı?
ÇÜNKÜ,
-Ülkemizin etrafı ateş çemberi ve İsrail-İran savaşı başladığı an, ki başladı, bu da şu demek: rüzgar, ateşin yönünü er ya da geç bize çevirecek.
- Ateş bize sıçradığında bu savaştan sağlam çıkmak için ülkede iç birliğin sağlam olması en önemli konudur. Bu da siyasi birlik demektir. Buna DEM de dâhil.
-Bahçeli, terörist başı Abdullah Öcalan’ın artık Kandil’de bir etkisi olmadığını PKK/YPG/PYD’nin Siyonistler ve Amerikalar tarafından yönetildiğini kanıtlamak istedi. Kİ kanıtladı da TUSAŞ saldırısı ve Cemil Bayık’tan gelen açıklamalar bunu doğrular nitelikte. Bu noktaya yazı akışında detaylıca bahsedeceğim.
Her şeyi Amerika’ya, dış güçlere bağlamaktan sıkılmadınız mı diyenleri duyar gibiyim. Şahsen ben sıkıldım ama maalesef bu Amerikan’ın bir alışkanlığı, Amerikalı tarihçiler bile bunu övgüyle açıkça söylüyor ve yazıyor zaten. Sanmayın ki Amerika bir tek bizimle uğraşıyor. Amerika tarihi boyunca teröristleri, gerillaları, çeteleri, baronları, mafya babalarını hep desteklemiştir veya bizzat kendi oluşturmuştur. Meraklısına; Vietnam, Meksika, Japonya toplumsal ve ekonomi tarihini incelemelerini tavsiye ederim… Amerika bütün dünya pazarına girme ve kontrol etmede bu kirli, kanlı enstrümanları kullanmış ve başarılıda olmuştur.
-Bahçeli tarihi konuşmasında DEM’e ve DEM tabanına seslenerek İsrail ateşi Türkiye’ye sıçradığında (Allah korusun) çıkabilecek olası iç kaosu ÖNLEMEK istedi. Bu yüzden konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
- “…bin yıllık kardeşliği daha da kuvvetlendirmeye ihtiyacı vardır ve olmalıdır.
- …Türkiye'nin sorunu Kürtler değil, bölücü terör örgütüdür.
- Tek tek Kürt kardeşlerimin sorununu çözmek mecburidir ama kolektif kimlik ve etnik temelde çözüme atıf yapmak vahim bir tehlikedir.
-Kürt sorunu var demek, Kürtleri sorun gören sahte yüzlerin, yıkım bekleyenlerin ortak propagandasıdır.
- Terör başka, siyaset başkadır. İkisi arasında kalın çizgi çekilmeden refah, huzur ve güvenliğe çok zor ulaşılacaktır.
-… Ne ABD ne AB ne Irak ne Suriye ne de bir başka ülkeyle birlikte Kürt kardeşlerimizin SÖZCÜSÜ OLMASI ASLA İMKÂNSIZDIR.”
Çağrıyı DEM değil Direk Öcalan’a yaptı çünkü DEM/HDP Öcalan’ı rehber olarak görüyor. Her tür çözüm ya da müzakerede muhataplık ve karar konusunda onu işaret ediyorlar. Üstelik devlet tarafından yakalanıp cezaevine atılmasının üstünden 25 yıl geçmesine rağmen örgütteki ezoterik bir kült ilişkisi Öcalan nezdinde devam ettiriliyor.
Doğal olarak da Öcalan’ı bir güvenlik enstrümanı olarak değerlendirmesi ve Öcalan üzerinden terörle mücadeleye bir parantez açılması bence gayet akıllıcadır.
Bahçeli bu sebep dolasıyla şu ifadelere yer verdi:
-“TBMM'de her meselenin ele alınıp MİLLİ AKILLA ÇÖZÜMÜ MÜMKÜN VE MECBURİDİR.
-Eğer terörsüz bir siyaset, ülke, gelecekte herkes ittifak halindeyse O HALDE GÖVDEMİZİ KOYMAYA VARIZ.
- Türkiye'ye getirilirken HER TÜRLÜ HİZMETE HAZIRIM DİYEN TERÖRİST BAŞI buyursun, terörün bittiğini, örgütün tasfiye edildiğini TEK TARAFLI İLAN ETSİN.
-…Şayet terörist başının tecridi kaldırılırsa gelsin, TBMM'de DEM Grup Toplantısı'nda konuşsun.
-Terörün tamamen bittiğini ve örgütün lağvedildiğini haykırsın.
-Bu dirayeti gösterirse umut hakkının kullanımıyla ilgili yasal düzenlemenin yapılmasının önü de ardına kadar açılsın. ADRES İMRALI'DAN DEM'E UZANSIN.
Devlet Bahçeli Öcalan’ın Meclise gelip konuşamayacağını Umut hakkı süresinin dolduğunu çok iyi ama çok iyi biliyor bu yüzden “Adres İmralı’dan DEM’e uzansın” diyor. Yani bu açıklamayı Öcalan’ın göndereceği bir mektup veya görüşemeden çıkan onayla bizzat DEM’in başındakilerinin bunu söylemesini istiyor.
*
22-24 EKİM 2024 (TUSAŞ SALDIRISI ÖNCESİ VE SONRASI) YEĞENİ ÖCALAN İLE GÖRÜŞTÜ
Burada zaman çizelgesini biraz değiştireceğim olayı hem dağıtmadan hem de TUSAŞ saldırısına rahat odaklanmak için.
Bahçeli’nin bu konuşması bildiğiniz gibi gündeme bomba gibi düştü siyasilerden peşi sıra açıklama geldi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Devlet Bahçeli’ye destek veren konuşmasını geçiyorum malumunuz Cumhur ittifakı. Ben kısaca diğer partilerde en dikkat çekici olanlardan 3 ‘yanıtı’ aktaracağım.
1.DEM’den hızlı gelen ılımlı yanıt:
DEM Parti'nin EŞ Genel Başkan Tülay Hamitoğulları, aynen şu ifadeye yer verdi:
"Onurlu bir barış için inisiyatif almaya hazırız. Eğer bu bir başlangıç olacaksa Öcalan'ın tecridi kaldırılmalıdır."
2. CHP lideri Özgür Özel, Bahçeli’nin konuşmasına tepkiyle destek verme arası bir konuşma yaparak üzerinde pek düşünülmediği belli olan-ki nasıl olsun kimse beklemiyordu böyle bir konuşmayı- şu ifadeye yer verdi:
-“… Kürt ve Türk'ün de anasının gözünden akan yaşlar duracaksa, bu ülke bir ve beraber olacaksa, askere, Mehmetçik'e namlular doğrulmayacaksa, bunun için söylenen her söz ve söyleyen her aktör kıymetlidir.
- Kim ne söz söylüyorsa, bütün geçmişten yaşadıklarımıza rağmen bu sözlere kıymet veriyoruz.
- …Bana el yükselt diyorlar, BEN DE EL YÜKSELTİYORUM. BEN DE KÜRTLERE DEVLET TEKLİF EDİYORUM: TÜRKİYE CUMHURİYETİ DEVLETİ'NİN SAHİBİ OLMAYI TEKLİF EDİYORUM."
3. Yine BTP/HDP/DEM’den ama bu sefer ılımlı değil, daha çok ortalığı karıştırmak için, bir gün sonra verilen yanıt. Yani Bahçeli’nin çağrısından bir gün sonra TUSAŞ terör saldırısının daha gerçekleşmediği öğle saatlerine doğru gelen bir yanıt!
Eski Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Gültan Kışanak, İlke TV'de yaptığı açıklamada aynen şu ifadeleri kullandı:
"Herkes el yükseltiyor ya, ben de el yükselterek çağrıda bulunayım. Ama el vererek de el yükseltmek istiyorum, sadece başkalarına talepte bulunarak değil.
Belki 29 EKİM CUMHURİYET'İN ilan edilişinin yıldönümü vesilesiyle sayın ÖCALAN'IN SESİNİ duyabiliriz. BU EL YÜKSELTENLERE ÇAĞRI YAPIYORUM."
*
Genel olarak siyasete yön veren partilerden gelen destekleyici ılımlı cevaplar birilerini çok ama çok rahatsız etti.
Bu arada Devlet Bahçeli’nin Öcalan çağrısı yaptığı gün yani 22 Ekimde Hande Fırat’tan DEM Parti Şanlıurfa Milletvekili Ömer Öcalan'ın görüşme izni aldığına dair bir açıklama yaptı ve DEM bunu hemen yalanladı.
Ancak 24 Ekim’de Ömer Öcalan sosyal medya hesabı üzerinden, amcası Abdullah Öcalan ile 23 Ekim tarihinde İmralı Ada Hapishanesi'de görüşme gerçekleştirdiğini duyurdu.
Görüşmede Öcalan’ın genel siyasi gelişmelere yönelik değerlendirmelerde bulunduğunu ve herkese iletmesini istediği mesajını söyledi: 'Tecrit devam ediyor. Koşullar oluşursa bu süreci çatışma ve şiddet zemininden hukuki ve siyasi zemine çekecek teorik ve pratik güce sahibim.'
Şahsen ben bu cevabı Bahçeli’nin çağrısına karşı olumlu bir yanıt olarak değerlendiriyorum. Zira Ankara kulislerinde konuşulan iddialara göre Öcalan görüşme sırasında şu ifadelere yer vermiş: "Sorumluluğumu yerine getirmeye hazırım ve örgüte silah bırakma çağrısı yapacağım.", "Buradan tabutla çıkmak istemiyorum"
*
23 EKİM 2024 TUSAŞ’A TERÖR SALDIRISI
-Tarihi yeri önceden belirlenmiş olan Saha Expo 2024 - Savunma Havacılık ve Uzay Sanayi Fuarı: İstanbul,
-Yine tarihi nere de yapılacağı belli olan BRICS Zirvesi: Rusya/KAZAN
-Erdoğan’ın zirveye davet edilmesi ve konuşma yapacak olması (yaptı)
-TUSAŞ saldırısından birkaç saat önce terör örgütü PKK'nın Rusya yapılanmasının kilit ismi Barı Lusubov yakalandı.
-Amerika’nın Rusya’yı yalnızlaştırma politikası BRICS Zirvesine katılan 32 ülke ile suya düştü.
-Devlet Bahçeli’nin tarihi çağrısı ve diğer partilerden hızla gelen olumlu yanıtlar
Kısaca ABD’yi rahatsız eden birçok gelişme! Buna gerekli mesajını vermeliydi. Ve öyle bir manalı bir mesaj olmalıydı ki tek taşla iki kuş vurmalıydı. Ve elbette tarihin her döneminde birçok kez hem kendi ülkesinde hem başka ülkelerde yaptığı aynı şeyi yapacaktı.
Tıpkı 11 Eylül ikiz kuleler gibi, tıpkı sözde ABD “demokrasini” inşa etmek için suikast düzenledi birçok siyasetçi, bürokratlar gibi, tıpkı Küba’da yaptıkları gibi, tıpkı Vietnam’da yaptıkları gibi
-Ve elindeki maşalarından sadece biri olan PKK’ya gerekli talimatı verdi.
-Erkek teröristin çantasında kocaman bir “Z” harfi beyaz boya ile yazılmış, evet, Rusya’nın Ukrayna’ya savaş açtığında bütün tank ve üniformaların üstüne yazdığı harf!
-Zirve, Rusya’nın KAZAN şehrinde, TUSAŞ kampüsü Ankara’nın KAZAN ilçesinde neden diğer savunma şirketlerimiz değil anlaşılmıştır diye düşünüyorum.
-Ciğerimizi yakan kanlı terör saldırısı 5 şehit,1’i ağır 19 yaralı…
PKK böyle anlamlı kanlı bir terör eylemini gerçekleştirebilecek bir kapasiteye sahip değil. Teröristlerin aldıkları eğitimler, kullandıkları silahların menşeileri… fazla söze gerek yok sanırım.
Ve dikkat çeken bir detay daha KADIN TERÖRİSTİN KİMLİĞİ!
Yapılan kimlik tespitinde kadın teröristin HDP Hakkari merkez ilçe başkanı Mine Sevjin Alçiçek olduğu ortaya çıktı.
Saldırın niye niçin yapıldığı ortada; Cumhurbaşkanı Erdoğan bir aydan fazla her konuşmasında “İçte birlik” çağrısı yapıyordu. TBMM’nin 3. Yasama açılışında Devlet Bahçeli’nin DEM ile selamlaşması, bu kadar radikal olamasa da içte birlik ve huzurun sağlanması için DEM’e yönelik önemli adımlar atacağı belliydi.
Erdoğan’ın BRICS Zirvesine davet edilmesi Türkiye’nin BRICS’e dâhil olma sürecini de kuvvetlendirdi. Bu da ekonomik sorunlar yaşayan ABD’nin işine gelmeyecek bir durum.
Korkarım ki bu sabotaj girişimleri sadece bir başlangıç ve umarım olmaz ama devamı gelecek gibi duruyor. Bu yüzden devletin yelpazeyi genişleterek her alanda (özellikle sınırda, sosyal medya ve yanlış bilgi akışında) gerekli tedbir ve önlemi alması elzemdir.
Ve izninizle köşe yazımı Devlet Bahçeli’nin tarihi konuşmasındaki bir sözle bitirmek istiyorum:
“Türkiye'nin çözemeyeceği, altından kalkamayacağı hiçbir sorunu yoktur. Yeter ki isteyelim, yeter ki diyelim, yeter ki sırt sırta verelim.”