Tekrar merhaba, değerli dostlar. Bugün kripto paraları konuşacağız. Her yaştan, her kesimden insanın anlayacağı şekilde kripto paraların dinamiğine değineceğim. Bununla birlikte, her yazımda olduğu gibi, bu yazı da bir sohbet havasında olacak. Bu nedenle konu nerelere varır, inanın bilemiyorum. Konuya dair bilgi birikimim dolayısıyla uzun bir yazı olacağını düşünüyorum.
Burada bahsi geçen konuların hiçbiri yatırım tavsiyesi değildir. Yatırımlarınızda alacağınız riskler tamamen size aittir.
Klasik hale gelmiş uyarımızı da yaptığımıza göre artık başlayabiliriz.
Kripto paralar ile ilgili benim ciddi bir geçmişim var. Günlük kazancımın aylık maaşıma yetiştiği zamanlar da oldu, bir araba parasını kaybettiğim zamanlar da. Yatırım hikayem bir kenarda dursun, teknik analiz konusunda uzmanlaştım, onlarca otomatik algoritma geliştirdim. Hatta mum çubuklarını standartlaştırarak dev bir veri seti oluşturup üzerine tamamen kendi üretimim olan birkaç yapay zekâ bile geliştirdim. Fakat kripto paraların tek fonksiyonu yatırım değildir. Burada söz ettiğim şeyleri anlamadıysanız hiç sorun değil; zira hepsi ileri seviye konulardır. Bugün daha toplumsal yanlarını konuşmak istiyorum.
Kripto paralar hayatımıza 10 yıl önce dahil oldu ve ilk zamanlarında kişiler arası transferi gerçekleştirilen ilkel ama itibari paralara göre gelişmiş bir teknolojiydi. Çıktığı ilk günden itibaren bankalardan daha güvenli bir altyapıya sahipti. Çok gelişmiş şifreleme yöntemleri ve herkese açık kayıt defteri sayesinde kriptolar bugün hâlâ bankalardan daha güvenli bir transfer ve depolama teknolojisine sahiptir diyebiliriz.
FİYATININ DEĞİŞKENLİĞİ SORUN MU?
Fiyatının çok hızlı değişmesine finans literatüründe volatility, daha Türkçe haliyle oynaklık deniyor. Bugün hisse senetlerinde de benzer oynaklığı görmemiz mümkündür. Kripto paraların pek çoğu Bitcoin baskınlığı sebebiyle benzer hareketler sergiler. Bu da binlerce seçenek olmasına rağmen oldukça sıkıcı bir piyasa olduğu anlamına geliyor. Çünkü yatırım amaçlı bu işle ilgilenen kimseler fırsatları kovaladığını düşünse bile, henüz olgunlaşmamış ve güvenilirliğini tescillememiş olmaları sebebiyle aynı havuzun içinde yer alırlar.
Kriptolar gerçekten oynak varlıklar ve evet, şimdilik bu büyük bir sorun. Fakat sadece serbest kripto paralar yok. Doğası çok farklı olsa bile, dileyen dolar fiyatına sabitlenmiş kripto para birimlerinden birini alarak parasını düşük maliyetle dolara çevirebilir. USDT, USDC gibi birimler her zaman yaklaşık 1 dolar fiyata sahiptir.
STABİL COINLERİN DOĞASI NEDEN FARKLI?
Stabil coinler aslında coin kategorisine girmemesi gereken şeylerdir. Örneğin ABD’de ciddi bir kriz veya bir savaş yaşansa, dolar değer kaybetmeye başlar. Dolar değer kaybederken, gerçek kripto paralar değerini koruyabilir, hatta artırabilir. Buna karşın, her kripto paranın üretim dinamikleri farklı olabilir. Örneğin Bitcoin, arzı sınırlı tutmuştur. Ethereum ise her yıl giderek azalan bir miktarda üretilmek üzere programlanmıştır. Dogecoin ise sınırsız arza sahiptir ve geliştiricileri tarafından istenildiği kadar üretilebilir.
Bunlara bağlı olarak stabil coinler, çok farklı dinamiklere sahiptir. Stabil coin geliştiricileri, dolar fiyatına yakın tutmak için daima kasalarında dolaşımdaki coin miktarı kadar dolar bulundurarak stabilitenin mümkün olmasını sağlarlar. Stabil coinler bir bakıma Dogecoin gibi sınırsız arza sahiptir; zira herhangi biri kasasına USDT koymak isterse, geliştiricisi o miktarda USDT üretecek ve aynı miktarda doları kasasına koyması gerekecektir.
KRİPTO PARALAR GELECEK VAAT EDİYOR MU?
Kripto paralar, bence gelecek vaat ediyor. Fakat hepsi için aynı şeyi söyleyemeyiz. Sınırsız arzın mümkün olduğu kripto paralardan uzak durmak gerekir; çünkü bunlar gerçek anlamda değersizdir ve değersiz kalacaktır.
Gelecek vaat etmesinin sebeplerini ve kısa açıklamalarını aşağıda derledim:
1. Küresel geçerliliğe sahip.
Kripto paraları dünya çapında alabilir ve satabilirsiniz. Bu, onu küresel bir para birimi yapar. Minimalizmi seven biri olarak, dünya çapında tek bir para birimi fikri çok hoşuma gidiyor.
2. Güvenli depolama ve transfer.
Kripto paraların depolamasından tutun, transfer süreçlerine kadar matematiğin gücü kullanılarak maksimum güvenlik sağlanmıştır. Bu çok bilimsel bir konu olduğu için uzun uzun konuşmayacağım.
3. İşletim ücretleri düşüktür.
Herhangi bir itibari paranın başka bir itibari paraya dönüştürülme sürecinde, önce parayı aldığınız yerden bir miktar yüksek fiyata alırsınız, sonra satacağınız kuruma bir miktar düşük fiyat ile satarsınız. Bunlar yetmiyormuş gibi, para her el değiştirdiğinde araya vergiler ve diğer ücretler girer. Kripto paralarda bu masraflar çok düşüktür. Özellikle yüksek meblağlardan bahsediyorsak, kripto para ile itibari paranın işletim ücretleri arasındaki fark çok daha belirgin hale gelir.
4. Kâğıt veya madeni israf yok.
Kripto paralar sadece upuzun dijital veriler olarak saklanır. Üretim maliyeti 10 dolar olan bir depolama biriminin milyarlarca dolar değerinde kripto para depolaması mümkündür. Buna bağlı olarak çeşitli ham maddelere ihtiyaç yok denecek kadar azdır.
Bu listeyi uzatmak mümkün, fakat yazı derinliğini kaybetmesin istiyorum. Daha konuşacak çok şeyimiz var.
ÜLKELERİN ZARARINA OLAN YÖNLERİ
Kripto paralar, her ne kadar son teknolojinin nimetlerinden biri olarak karşımıza çıksa da, ülkeler bundan fazlaca çekiniyor. Bunun başlıca sebeplerinden biri kara para aklama yönündeki avantajları, bir diğeri ise ekonomik anarşiye çok güzel bir zemin hazırlama potansiyeli taşımasıdır.
Devlet, A kurumunun kripto hareketlerini kontrol altına aldı ve vergilendirdi diyelim. Siz bağımsız olan B kurumu ile yolunuza devam edebilirsiniz. Diyelim ki bağımsız hareketleri de bir şekilde yönetiyor olsun devlet; bu kez hiç kimsenin haberi olmayan bir depolama birimine yine servetinizi koyabilir ve bunu yastığınızın altında saklayabilirsiniz. İhtiyaç duydukça bozdurup harcamanızı kimse engelleyemez. Tıpkı doğada saf halde bulunmuş altın gibidir; kimsenin haberi yoktur. Daha fazlasına mı ihtiyacınız var? Gidip yastık altında kripto saklayan birinden itibari para karşılığında satın alabilirsiniz. Herhangi bir otoriteye takılmanız pek mümkün değil.
Blok zinciri denen defterin başına devlet otursa bile, isminizi vermeden açtığınız soğuk cüzdanın size ait olduğunu hiçbir şekilde ispatlayamaz. Soğuk cüzdan, internet bağlantısı olmadan, az önce bahsettiğim gibi harici bir depolama biriminde kripto para saklayabildiğiniz bir dijital cüzdandır.
EKONOMİK ANARŞİ
Şöyle genel olarak baktığımızda, kripto paralar ekonomik anarşiyi yakın zamanda zorunlu hale getirebilir. Buna bağlı olarak, sosyalizm ya da komünizm gibi bir yönetim biçimine geçmezseniz, o millet bir daha iflah olmayacaktır. Çünkü ekonomik anarşi, kapitalist bir ülkeyi çok kısa sürede kaosa sürükleyebilecek bir durumdur.
Yolsuzluğun önüne asla geçilemez. Geçilebilecek olsa bile, bu milleti aşırı sıkboğaz etmekten başka bir şey olmaz. Herkese, “Bu para nereden geldi?”, “Bu parayı neden gönderdin?” diye sormanız gerekir ki, hiçbir devletin vatandaşlarının bir kısmına bile parasının hesabını sormaya gücü yetmez. Kendinizden pay biçin: Banka hesap dökümünüze baktığınızda tüm paraların nereye gittiğini hatırlayabiliyor musunuz? Ortalama bir vatandaş günde 3-4 farklı işlem yapar. Devlet olsanız, hepsinin hesabını sorabilir miydiniz? Üstelik sadece sormakla bitmiyor; ispat istemedikçe talep edilen bilginin bir hükmü yok.
NEDEN KOMÜNİZM VEYA SOSYALİZM?
Devletin en büyük gelir kaynağı, vergilerden elde ettiği gelirlerdir. Özellikle ülkemiz, vergi cenneti bir ülkedir. Burada siyaset yapmak haddime değil; zaten vergiye karşı değilim. Kapitalizm mevcutsa, vergi şarttır ve ne kadar fazla vergi alınabiliyorsa, o kadar eşitliği sağlayabilirsiniz. Ülkenin engellisi, yaşlısı, bebeği, reşit olmayan çocuğu var. Devletin, bu kırılgan kesimin belli başlı sorumluluklarını üzerinden alması gerekir. Devlet, eğer karşılıyorsa, eğitim ve sağlık hizmetleri vergi ile karşılanır. Yol ve altyapı çalışmaları, kamu yönetimindeki personelin giderleri vs. derken örnekleri artırmak mümkündür ve vergi gereklidir. Ancak, vergi cenneti olup da eşitliği sağlayamayan bir yönetimden bahsediyorsak, orada milletin devlete hesap sorması gerekir.
Konumuz çok fazla dağılmadan, kripto paraların ihtiyaç duyduğu bu yönetim biçimlerinin neden gerekli olduğunu anlatayım.
Özel sektöre baktığımızda kim ne yapıyor, kimin eli kimin cebinde belli değil; orası tam bir kaos. Herkesin kendi kafasına göre fiyat belirlediği, kara borsanın yaygın olduğu bir kapitalizm içerisindeyiz. Devletin zaten denetlemeye gücü yetmiyor. İşin içerisine bir de kripto paralar girdiğinde, denetleme yapmanın imkânı yok.
Şimdi durup biraz daha düşünelim. Ya özel sektörü ortadan kaldırır, serbest piyasayı tamamen durdurur ve bütün fabrikaları, işletmeleri devlet idaresine verirseniz?
İşte o zaman devlet, büyük bir kripto para kasası gibi olabilir. Eşitliği sağlayabilmek için mal veya hizmet bedellerine koyulan devletin kâr marjı uygulanabilir. O ülke içerisinde ne var ne yok, devletin kasasından karşılanacak ve kazançlar da devletin kasasında birikecektir. Böylece kâr marjlarına koyulan farklar ile eğitim, sağlık, yol ve altyapı, kolluk ve güvenlik, askeri, bilimsel ve teknolojik giderleri devlet çok daha büyük bir güç ile karşılayabilir hale gelecektir. Bu şekilde ekonomik anarşinin idaresi mümkündür. Fakat bu kez demokrasi ve şeffaflık konusunda en az kripto paralar kadar kusursuz bir otorite olmanız gerekir. Bu paragrafta bahsi geçen yönetim biçimi ise komünizmin ta kendisidir. Komünizmi savunmuyorum ama kripto paraların getireceği ekonomik anarşiyi hazmedebilecek tek yönetim biçiminin bu veya henüz ortaya çıkmamış buna benzer bir rejim olduğunu düşünüyorum.
Evet, işte böyle dostlar. Kripto paralardan girdik, vergi, ekonomik anarşi, komünizm ve sosyalizm gibi birçok konuya değindik. Umarım “Ben az önce ne okudum ya?” psikolojisine girmemişsinizdir.
Bir sonraki derin ve içerisinde ne olduğu belli olmayan yazımda görüşmek dileğiyle...