CHP’de iç kaos: DEM ile ayyuka çıktı

YAYINLAMA
17 Kasım 2024 12:50
GÜNCELLEME
17 Kasım 2024 12:54

CHP her ne kadar her defasında yalanlasa da Kılıçdaroğlu döneminde başlayan fikir uyuşmazlığı ve bunun getirdiği kutuplaşma, Esenyurt Belediyesine yapılan Kayyım atamasını protesto etmek için DEM ile yapılan ortak miting ve burada verilen mesajlarla patlak verdi.

CHP içindeki taht savaşına ve kaosa geçemeden önce ayrışmayı ayyuka çıkaran mitingde verilen mesajlar neydi hatırlatmakta fayda var:

DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan, Özgür Özel miting alanına daha gelmeden önce naklen şu ifadelere yer verdi:

“İyi bilsinler ki Şeyh Said, iyi bilsinler ki Seyyid Rıza, iyi bilsinler ki Sakine’ler, iyi bilsinler ki Mahsum’lar ne yaptılarsa... Kürt halkı da aynısını yapacak.”

Peki, kimdir Sakine’ler, Mahsum’lar?

Sırayla biri 1925 Şeyh Said İSYANI,1937 Seyyid Rıza İSYANI; ikisi de isyan etmiş, ikisi de ayrı devlet olmak istemiş, ikisi de çok kan dökmüş, ikisinde de devlet bu yapılanmayı durdurmak isterken çok şehit vermiş.

Sakine Cansız (Sarı kodlu) eli kanlı terör örgütü PKK’nın kurucu üyesi ve 2013 yılına kadar faaliyet göstermiş.

Mahsum Korkmaz eli kanlı terör örgütü PKK’nın hem kurucu üyesi hem de PKK’nın sözde ilk komutanıydı.

“Her ikisi de kan döktü” dememe gerek yoktur sanırım.

Tabii DEM, tepkiler sonrası yaptığı açıklamada “geçmişe atıfta bulunulmadı, herhangi bir mesaj verilmedi” dedi. Yersen.

Bu alenen, düpedüz, açıkça geçmişe atıfta bulunarak yapılan SİLAHLI AYAKLANMA çağrısıdır. Mesaj açıktır ve nettir.

Tüm bunlar yaşanırken CHP lideri Özgür Özel yoldaydı, “bu silahlı ayaklanma çağrısı sonrası katılmaz” derken KATILDI, “cevabını verir derken” HİÇ BİRŞEY OLMAMIŞ gibi davrandı.

Bu da gizlenmeye çalışılan ayrışmaları gizlenemez kıldı.

Tepkiler büyüğünce Özgür Özel konuya ilişkin bir açıklama yaptı ve şu yetersiz kalan ifadelere yer verdi:

“Tuncer Bey’in söyledikleriyle mutabık değilim”

Özgür Bey’in bu olaya karşı yapması gereken, yüksek sesle ağır bir tepki ortaya koymasıydı.

CHP’DEKİ EN MERTİ TEPKİ

CHP’de en mert tepki Burcu Köksal’dan geldi. Diğerleri gibi “cenaze vardı, şu vardı, bu vardı” demedi, mertçe, “Ben DEM Partililerin olduğu, eş başkanının konuştuğu bir mitingde ya da otobüs üzerinde olmam!” dedi.

“Ben ‘gel’ deyince gelen, ‘git’ deyince giden biri hiçbir zaman olmadım” dedi.

Katılmayan sadece Lütfü Savaş, Tanju Özcan, Burcu Köksal, Mansur Yavaş değil.

Çoğu CHP’li belediye bu mitinge önceden planmış işler nedeniyle gelemediklerini bildirdi veya sessiz kaldı.

Ama unutulmaması gerekir ki, zayıf bir tepki de olsa, sessizlik de bir cevaptır.

Özgür Özel ise bu durumun çağrıya uymama gibi bir durum olmadığını, ani gelişen bir olay olduğu için “belediye başkanlarının kamu görevlerini aksatmamak için sorumluluklarından kaynaklandığı” şeklinde değerlendirdi.

Ancak daha sonra kriz büyüyünce kendi partilerine karşı muhalif bir tutum sergileyen belediye başkanlarını tek tek uyaracağı öğrenildi.

*

CHP’DE İÇ KAOS’UN NEDENLERİ

“Kılıçdaroğlu giderse kim geçer?” denildiğinde ilk söylenen isim ne Özel ne de Yavaş’tı, direkt İmamoğlu’ydu hatta kendilerini ‘baba-oğul’ olarak tanımlıyorlardı.

Ancak o iş öyle olmadı, ara bozuldu; Özgür Özel CHP’nin yeni lideri seçildi.

Lakin kimse Özel’i rakip görmedi, ta ki yumuşama sürecine katkı sağlayıp halktan olumlu tepkiler alıncaya kadar.

Bu durum, geri dönme umudunda olan Kılıçdaroğlu’nu, en çok da İmamoğlu’nu rahatsız etti.

Bunun üzerine Özel, "Teknik direktör, penaltı atmaz; en doğru oyuncuya attırır" demek zorunda bırakıldı.

Özgür Özel, her ne kadar bu sözüyle aday olmayacağını söylese de elbette istiyor. İstemek de en doğal hakkı.

İmamoğlu ile Yavaş arasında ise çok sert bir yarış var. Öyle ki karşılıklı anket savaşlarına bile giriştiler.

En son ki anket açıklamasında Mansur Yavaş, “Son yapılan 50 ankete bakıldığında hemen hemen hepsinde hem başarı oranı açısından hem de kamuoyu yoklaması açısından ben birinci çıkıyorum. Bu yüzden son bir haftadır sağlı sollu acımasızca her türlü iftirayla başladılar saldırmaya" ifadelerini kullandı.

Mansur Yavaş; daha çok ağır başlı, hırsı az gibi görünse de içinde aşırı hırs var. Evet, Özel ve İmamoğlu gibi her yerde konuşan, sürekli fikir beyan eden biri değil, olabildiğince sessiz ve temkinli davranıyor. Bu içinde gizlediği aşırı hırslı yanından kaynaklı. Bu da onu CHP’deki diğer adaylara karşı en tehlikeli aday yapıyor.

Bu yüzden de “İmamoğlu sürekli Yavaş’a diş biliyor” desek yeridir.

İmamoğlu, Özel CHP lideri seçildikten sonra partide ve ekran yüzünde dominant olma çabasına zaten başlamıştı, lakin bu “kim birinci” çıktı “anket savaşları” sonrası daha da sert adımlar atmaya başladı.

Esenyurt ve diğer belediyelere atanan kayyım sonrası, aynı zamanda Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Başkanı olan İmamoğlu, 5 Kasım’da TBB'yi Ankara'da olağanüstü toplama kararı aldı.

Ancak Özel ve Yavaş, eski Başbakan Bülent Ecevit’in vefatının 18. yıl dönümü bahane ederek bu toplantıya katılmadı.

Toplantı sonrası İmamoğlu, Özgür Özel'i ziyaret etti. Basına kapalı yapılan bu görüşmede ikilinin gerginliği fotoğraflara öyle bir yansıdı ki, insanın “bu ne gerginlik beyleer…” diyesi geldi.

Toparlayacak olursak CHP’deki iç kaosların diğer nedenleri şöyle:

-Taht savaşlarında aşırı hırsın gazabı,

-Kılıçdaroğlu’nun amacı belirsiz çeşitli arza tweetleri,

-Özgür Özel’in CHP içerisindeki baskılar ve görüş farklılıkları nedeniyle bir sert muhalefet bir yumuşak muhalefet arasında sürekli zikzak çizmesi,

-DEM ile olan ilişkide dengenin iyi ayarlanmaması,

-Sokağın sesi yerine muhalif medyaya kulak verilmesi,

-AK Parti’nin tuzağına çok çabuk düşmesi.

*

CHP Genel Başkan Yardımcısı Deniz Yücel, her ne kadar kurultaya gidilmeyeceğini belirten bir açıklama yapsa da görünen tablo CHP’de erken kurultayı işaret ediyor. Ve bu tablo gösteriyor ki bu kriz daha başlangıç asıl büyük kriz ise kapıda.

*

KÜÇÜK SORUNLARI KENDİ KENDİNE BÜYÜTEN BAŞKAN: MANSUR YAVAŞ 

Ankara’daki konser krizleri Mansur Yavaş’ın başına bela oldu.

Çünkü:

-Korkunç ötesi bir iletişim süreci yürüttü, öyle ki peşe peşe yaptığı açıklamalar yetersiz kalınca belgeler sunduğu büyük bir basın toplantısı düzenledi. Lakin o da yetersiz kaldı.

-Konser tartışması, gündemdeki yoğun konular nedeniyle gelir geçer sandı ama öyle olmadı.

-Hep temkinli davranırdı, bu sefer temkinli davranmadı.

-Yukarıda da belirtiğim gibi genelde sessiz kaldığı için büyük tartışmalara hiç girmedi. Bu nedenle büyük bir sınamadan geçtiği bu süreçte maruz kaldığı büyük tartışmalar karşısında fena halde bocaladı.

Mansur Yavaş kendi kendine büyüttüğü bu krizde, sınavı başarılı bir şekilde geçebilecek mi, bunu hep birlikte göreceğiz.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.