Herkese merhaba dostlar… Bugün bir zamanların dev şirketleri neden bir anda çöküşe ve hatta iflasa sürükleniyor detaylarına değineceğiz. Burada yer alan bilgilerin pek çoğu benim şahsi görüşlerimden oluşmaktadır. Yatırım tavsiyesi değildir.
İş geliştirme uzmanlığı özel ilgi alanım. Durgunluk, buhran ve iflas dönemlerinin her zaman mal ve hizmet politikalarında yapılan hatalardan kaynaklandığını düşünüyorum. Gücü elinde bulunduran şirketler rehavete ve gaflete kapılarak, liderliklerinin kalıcı olacağı yanılgısı ile büyük kadrolarının alternatif teknoloji karşısında hantal kaldığı bir çıkmaza sürükleniyorlar. Bilhassa teknoloji sektöründe manevra kabiliyeti daima küçük işletme ve yeni girişimlerin lehine oluyor.
Intel ile başlayalım. Yaklaşık 20 yıldır Intel’in ürünlerini kullanıyorum fakat 20 yıl önceki ile şimdi kullandığım teknolojide gerçekten dramatik bir performans farkı hissedemiyorum. Tamam grafik işleme teknolojileri gerçekten gelişiyor ama bu da Intel’in kontrolünde gelişen bir teknoloji sayılmaz. Intel’e dönüp baktığımızda “50 yıldır bize ne satıyor?” sorusu geliyor akla. Cevabı da çok açıktır Intel 50 yıldır bize sadece transistör satıyor. Küçülen ve sayıları artan transistörler. Geçen yıllarda gündeme gelen bir konuda “Intel artık daha fazla transistör sığdıramıyor”, “ısı ile başa çıkamıyor” gibi konular gündemdeydi. Transistörlerin artık mevcut fiziki sınırlar dahilinde artmaya ve gelişmeye devam edemeyeceğini fark eden şirket bunu gizleyemedi. Rakipleri konuyu köpürterek her yerde duyurdu. Bu haber doğru ve bir o kadar da Intel’in sonunun geldiğini gösterir nitelikteydi. Intel son 1 yıldır serbest düşüşte olan bir şirket zaten. Ellerinde ufacık bir koz bile kalmış olsaydı daha çıkmasına 5 yıl kala bile duyurup bununla prim yapmayı başarabilirlerdi.
ŞİRKETLER VE KOZLAR
AMD’nin aynı anda 2 cephede başarılı bir savaş verebilen, fiyat performans adını daima layıkıyla taşıyan bir şirket olduğunu düşünüyorum. Bir yandan Intel ve her ne kadar rekabet etmeseler de diğer yandan Nvdia ile iki pazarda da güçlerini yarıştırabiliyor.
Bugünkü mücadelenin yeni oyuncuları Qualcomm ve Apple. PC pazarına yeni dahil olan, ARM tabanlı, enerji verimli işlemciler üretiyorlar. ARM dediğimiz şey farklı bir teknolojik altyapı ile düşük güç, yüksek performans sunan uzun zamandır telefon ve tablet işlemcilerinde hayatımızda olan teknolojidir. Bu teknoloji sayesinde telefonlarımız bu kadar hafif ve işlevsel olmayı başarabiliyor. AMD yakın zamanda ARM tabanlı işlemciler üzerine çalışmaya başlayacağını duyurmuştur.
Mobil teknoloji ile profesyonel kullanıma yönelik bilgisayarların yollarının kesişmesi sizi de benim gibi düşündürüyor mu?
Benim bu konuda bir teorim var. ARM tabanlı işlemciler üzerinde gerçekten planlı eskitme yapmak diğerine nazaran daha kolay. Çoğu durumda içerisine RAM ve grafik birimleri dahil edilen bu yapı bugün Apple silikon işlemcilerinde gördüğümüz üzere bozulunca veya eskiyince sistemi komple elden çıkarmanız veya yenisini almanız gerekiyor. Buna karşın hâlâ geleneksel Intel Pentium Gold işlemcileri masaüstü sistemlerde yaygın olarak kullanılabiliyor. Bu işlemciler kullanıcısı tarafından modüler bir şekilde bozulunca veya eskiyince değiştirilebildiği için ana cihazın kullanım ömrü 10 yılı geçebiliyordu. Buradan şunu çıkarabilmemiz gerekir dostlar:
Teknoloji sektörü lider şirketler tarafından tüketimin artırılmasına yönelik geri dönüşü olmayan bir yola sokuluyor.
Nokia… bir dönemin dev şirketi, rakiplerine nazaran daha dayanıklı ve kullanıcı dostu mobil cihazlar geliştirmekteydi. 3310 modeli üzerinde sayısız sağlamlık testi yapıldığını ve mizah konusu edildiğini biliyoruz. Dünya çapında taşınabilir teknoloji sektörünün lideriydi. Fakat dürüst ticaret anlayışı kazancının istikrarını bozmuş olacak ki günümüze kadar liderliğini sürdüremedi.
Bugün Intel’deki iflas dönemi sizce benzer bir durum değil midir? Intel işlemcilerde oldukça dayanıklı ve kaliteliydi. Özellikle işlemci pinlerini üzerinde barındıran AMD işlemcilerine göre daha uzun kullanım ömrü sunuyordu. Burada aslında AMD temas noktasını işlemciden uzak tutarak yüksek ısılara dayanabilme kabiliyetini artırırken kırılabilen pinleri sebebiyle hep Intel’in gerisinde kaldı. Sıcaklık bütün canlılar ve maddeler için kötüdür. AMD sıcak çalışıp sistem genelinin eskimesini hızlandırdığı ve yenisine ihtiyaç duyurduğu için ayakta kalabildi.
Gördüğünüz üzere tüketicinin aleyhine olan durumlar şirketlerin lehine oluyor genelde.
Apple’ı Apple yapanda bu değil midir sizce? Bu konuyla ilgili kaç tane dava görüldü hatta bir gün “Evet biz bunu bilinçli yapıyoruz ve kullanıcılarımızdan özür diliyoruz” diyerek duyuru yayınladı. “Özür diledik bir daha yapmayacağız” gibi görünse de bunu yapmaya farklı yollarla devam edeceğini hepimiz çok iyi biliyoruz.
SIRADA HANGİ ŞİRKET VAR?
Bunun için çok düşünmeye gerek yok dostlar. Nerede kaliteli ve dayanıklı ürün üreten şirket varsa vakti gelip rakipleri bağımlılık unsuru ile daha kalitesiz ürün satmaya başlarsa, kaliteli ürün üreten şirketin çöküşü başlar. Toplumun bağımlılık unsurlarına karşı duyarlı davranmaya başlamasıyla zaman içerisinde çözüleceğine inandığım bir absürtlük bu.
Şirketlerin kabul etmediği şey; verip verebileceği bütün ürün ve hizmetleri satılıp tükenince artık tıpkı sattıkları ürünler gibi şirketin ömrünün bitecek olması. Bunu kabul etmedikleri için şirket 10 yılını inovasyon ile geri kalan 30-40 yılını ise iteleyerek geçirmek zorunda kalıyor. Uzun vadede Apple’ın da NVDIA’nın da AMD’nin de sonuna şahit olacağız.
Bugünlerde karşıma sık sık “Almaya değer mi?” başlıkları çıkıyor. Almaya değmez dostlar ama almak zorunda kalacaksınız.
Bir sonraki yazımda görüşmek üzere. Sağlıcakla kalın…