Malumunuz, ülkemizde siyasetin kalbi genellikle sembolik eylemlerle atar.
Geçmişten günümüze örnek verecek olursak:
1970’ler
Siyah Kurdele Taktılar: Gazeteciler, basın özgürlüğünü savunmak için siyah kurdele takarak sembolik bir protesto gerçekleştirdi.
1990’lar
Bozuk Para Atma Eylemi: Memurlar, düşük maaşları protesto etmek için devlet kurumlarının önünde bozuk para atarak dikkat çekti.
2013
Duran Adam Eylemi: Gezi Parkı protestoları sırasında bir vatandaşın, hiçbir şey yapmadan ayakta durması sembolik bir direniş haline geldi.
2010’lar
Bozkurt İşareti ve Rabia İşareti: İdeolojik bağlılığı ifade etmek için siyasi mitinglerde bu sembolik işaretler kullanıldı/ kullanılıyor.
2020’ler
Özgür Özel’in “Kırmızı Kart” Hamlesi de, 2020 yıllarının Türkiye siyasetine damga vuran bir sembol olarak yerini aldı.
Peki, Özgür Özel’in kırmızı kart adımı dünya genelindeki benzer örneklerle kıyaslandığında ne kadar etkili? Kırmızı kart göstermek yeterli mi?
Bu eylemin ardında gerçekten halkın taleplerine bir çözüm mü var, yoksa siyasi popülizmin bir yansıması mı?
Ya da bu kırmızı kartı göstermek, emeklilerden gençlere, asgari ücretliden işçiye kadar birçok kesimin sorunlarına çözüm getirmek yerine, dikkatleri sadece bir anlığına çekiyor olabilir mi?
*
Kırmızı Kart Protestosu Dünyada İlk Değil
Kırmızı Kart Protestosu” birçok ülkede farklı temalarla protesto eylemlerinde kullanıldı:
Brezilya (2014):
Dünya Kupası öncesi Brezilya halkı, artan yolsuzluklara ve kamu harcamalarındaki adaletsizliklere karşı kırmızı kartlar taşıyarak sokaklara döküldü. Bu eylem, hükümete karşı büyük bir baskı yaratmıştı.
İspanya (2017):
Kadın hakları savunucuları, cinsiyet eşitsizliği ve şiddete karşı "kırmızı kart" göstererek sokak eylemleri düzenledi. Bu hareket, toplumsal farkındalık yaratmada etkili oldu.
Fransa (2018):
Sarı yeleklilerin protestoları sırasında, bazı gruplar kırmızı kartlar taşıyarak Macron yönetiminin politikalarını eleştirdi. Hatta 17 Haziran 2021'de Fransa Meclisi'nde, muhalefet milletvekilleri kırmızı kartlarını çıkararak hükümeti protesto etti. İktidar partisi de "Yasayı geçirerek, asıl kırmızı kartı biz muhalefete göstereceğiz" dediler. Nitekim yasa tasarısı kabul edildi.
Şili (2019):
Toplu taşıma ücretlerine yapılan zamlar sonrası halk, kırmızı kartlarla hükümeti protesto etti. Bu eylemler kamu politikalarında önemli değişikliklere yol açtı.
Hindistan (2021):
Çiftçi protestolarında, kırmızı kartlar hükümetin tarım politikalarına yönelik tepkilerin sembolü haline geldi.
Bangladeş (2024):
Tüm seyyar satıcılara kırmızı kart dağıtan İşçi Partisi, hükümete ve belediye yetkililerine bu kartlarla protesto yapmaları çağrısında bulundu. Ancak bu kampanya uzun ömürlü olmadı.
Bu örnekler, kırmızı kartın güçlü bir sembol olduğunu, ancak etkisinin somut politikalar ve kitlesel katılımla güçlendiğini gösteriyor. Halkın gerçek sorunlarına çözüm üreten stratejilerle birleşmediğinde ise kısa süreli bir eylem/kaos olarak kalabiliyor.
*
Özgür Özel’in Kırmızı Kartı, Zamanlama ve Strateji Hatası mı?
Gelelim Özgür Özelin kırmızı kartının ne kadar etkili olduğuna…
Özgür Özel, “kırmızı kart” eylemiyle iktidara yönelik güçlü bir sembol oluşturmayı hedefledi. Ancak beklentilerin yönetilememesi ve somut politikaların eksikliği, bu girişimi tartışmaların odağına yerleştirdi.
Bu tepki ve eleştirilerin en büyük nedeni, kırmızı kart eyleminin "büyük sürpriz" olarak lanse edilerek kamuoyunda büyük bir beklenti oluşturulması oldu. İnsanlar somut ve etkili bir adım beklerken, sadece bir kartla karşılaşmak doğal olarak hayal kırıklığına sebep oldu.
Bir de spor gündemindeki futbol ve hakem tartışmalarıyla bağdaştırılınca, kırmızı kartın anlamı karmaşık bir hale geldi. Öyle ki, muhalif tabanda kırmızı kart eyleminin destekçileri bu durumu “yerinde bir hamle” olarak görürken, muhalif taraftaki bir başka ses ise ana muhalefet partisinin hakem rolünü üstlenmesinin doğru olmadığını, somut politika ve projeler olmadan böyle bir eyleme girişilmesini eleştirdi.
İktidar cephesi ise bu eylemi "siyasi bir fıkra" olarak nitelendirdi.
Kimi kesimler ise bu tür sembolik eylemlerin halkın gündemini anlamaktan uzak olduğu ve gerçek çözümler sunmadığı kanaatinde.
Açıkçası eleştirenler haklılar! Planlama ve strateji eksikliği, somut projeler üretilmemesi, net bir mesajın olmaması ve beklenti yönetiminde yapılan hatalar, eylemin etkisini sınırladı. İktidarın deyişiyle “siyasi bir fıkraya” dönüştü.
Zaten muhalefetin sorunlara yönelik somut projeleri olsaydı, büyük ihtimalle bu kırmızı karta ihtiyaç duymaz, doğrudan iktidara yürürdü.
*
Peki, Değişim Potansiyeli Var mı?
Özgür Özel’in kırmızı kartı, halkın sorunlarını çözecek bir araç olmasa da doğru bir stratejiyle bu sembol bir değişim aracına dönüşebilir. Ancak:
Somut politikalar üretmek,
Eleştiriler yerine çözüm odaklı bir dil kullanmak,
Halkı sürece daha fazla dahil etmek,
Beklentileri gerçekçi şekilde yönetmek gibi adımlar atılmadığı sürece bu eylem unutulmaya mahkûm olabilir.
*
Bir kart, bir kıvılcımı ateşleyebilir ancak bu kıvılcımın alev alması için somut çözümlerin arkasında durmak gerekir. Özgür Özel ve ekibinin bu potansiyeli değerlendirebilecek mi hep birlikte göreceğiz.