Tarih, "tekerrürden ibaret" diyorlar AMA DEĞİL.
Sadece ders çıkarmıyoruz. Çıkarsak da gerekeni yapmıyoruz. Gerekeni yapsak da devamını getirmiyoruz.
En fazla 1-2 yıl sürdürüyoruz, sonrası Allah’a emanet!
Sonra; depremler, maden göçükleri, seller, orman yangınları, otel faciaları…
Ciğerimiz yanıyor, ocağımıza ateş düşüyor, onca hayat ihmalkârlık ve ahbap çavuş ilişkileri yüzünden en acı şekilde yitip gidiyor.
Sonrasını biliyoruz:
Ahlaksızlık ve liyakatsizliğin bedelini, “kader böyleymiş”, “felaketi yaşadık”, “talihsiz olay”, “afet doğa olayları can aldı”, “böyle olacağını bilmiyorduk” gibi sözlerle geçiştiriyoruz.
Suç sürekli başkasına atılıyor: "Belediye sorumluydu", "Bakanlık sorumluydu" deniliyor.
*
Kartalkaya Otel Yangını: Kim Suçlu?
1. Otel Sahibi ve Yönetimi:
Denetim beklemeksizin, yönetmeliğe uygun tüm önlemleri almalıydı. Özellikle 15 tatil gibi yoğun dönemlerde bakım ve güncellemeler yapılmalıydı. Yani işlerini liyakatle ve ahlakla yürütmek zorundaydılar.
2. Belediyenin Denetim Ekipleri:
Ahbap çavuş ilişkilerini bırakıp gerçek bir denetim yapmalıydılar.
3. Bakanlık:
Denetimlerin düzgün yapılmasını sağlamak, yönetmeliklerin uygulanmasını kontrol etmek ve işlerin liyakatli yapılmasına teşvik etmekle yükümlüydü.
4. Siyasetçiler:
79 kişinin hayatını kaybettiği faciada “siyaset yapmanın zamanı değil” derken bile siyasetin en kötüsünü yaptılar. Karşılıklı suçlamalarla, sorunun çözümünü tartışmayı bile engellediler.
Sonuç olarak ne denetlenen ne de denetleyenlerde liyakat ve ahlak var!
*
Kâğıt Üzerinde Kusursuz, Uygulamada Felaket
Türkiye’nin yönetmelikleri genelde mükemmel görünüyor ama uygulamada sınıfta kalıyoruz.
Uygulamadaki sınav puanımız: SIFIR!
Maalesef bizde her şey kâğıt üzerinde. Eminim ki, şu anda “yangın yönetmeliğine uygundur” belgesi taşıyan tüm kayak merkezleri denetlense, Grand Kartal Oteli’nden daha kötü durumlar ortaya çıkacaktır.
*
Otel Faciasında Trajedi
Facia sırasında yaşanan trajik bir ayrıntı herkesin vicdanını sızlattı:
İnsanların çocuklarını yanmaktan kurtarmak için camdan attığı, pencereden çarşaflarla inmeye çalıştığı bir ortamda, bölgeye piliç kızartmasıyla ünlü bir firmaya ait tır gönderildi.
Yangında hayatını kaybedenlerin cenazeleri, üzerinde ateşte kızarmış piliç resimleri olan tıra konuldu.
Milli Yas bittikten bir gün sonra kayak merkezinde karın keyfini çıkarmaya devam edenlere ne demeli?
Peki, Grand Kartal Oteli’ndeki yangını, çevredeki otellerden yüksek sesli müzik eşliğinde dans ederek izleyenler!
Kontrol yitirilmiş, akıllar gitmiş, vicdanlar tükenmiş, ahlak çürümüş, insanlık bitmiş.
*
Biliyorum, yine unutacağız.
Geçici ve göstermelik denetimler sonrası olay kapanacak.
Problemlerin köküne inmeden, çözmeden, yeterince tartışmadan ve anlamadan, bu facianın üzerini başka olaylarla örtüp geçeceğiz.
Ama yine de bir ders çıkarılmasını ve bir daha böyle felaketler yaşamamayı umuyorum.