Grand Kartal Otel’de Skandallar Serisi

YAYINLAMA
27 Ocak 2025 09:07
GÜNCELLEME
27 Ocak 2025 09:23

Grand Kartal Otel skandallarına geçmeden önce Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy’un olaya ilişkin CNNTürk’te Ahmet Hakan’ın programında yanıtladığı bazı sorulara kısaca değinmek istiyorum.

“TURİZM BAKANLIĞI YETKİLİ DEĞİL”

Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, turizm merkezlerinde bakanlığın yalnızca imar planları ve turizm amaçlı kamu arazilerinin tahsisi konusunda yetkili olduğunu ancak ruhsatlandırma ve iskân işlemlerinin belediye veya il özel idarelerin yetki alanında olduğunu belirtti. Ayrıca, bakanlık tarafından verilen turizm işletme belgelerinin bina güvenliğiyle değil, turizm hizmet standartlarıyla ilgili olduğunu vurguladı.

Yani, Turizm Bakanlığı, ruhsatı verilmiş bir işletmeyi turizm standartları açısından denetliyor. Bakanlık denetimleri, işletmenin yıldız standartlarına, temizlik, bakım, oda kapasitesi gibi kriterlere odaklanıyor; yangın güvenliği doğrudan denetlenmiyor.

Bakan Ersoy’un söylediğine göre:

Yangın yeterlilik belgesi, Türkiye'de yalnızca itfaiyeler tarafından veriliyor ve oteller bu belgeyi bağlı bulundukları belediyenin itfaiyesinden almak zorunda. Kartalkaya’daki otel için bu belgeyi Bolu Belediyesi vermiş.

İş yeri açma ruhsatı, İl Özel İdaresi tarafından düzenleniyor ve yangın yeterlilik belgesinin alınması ruhsat için bir ön koşul.

Yangına Karşı Bakanlık Denetiminde ise ruhsatı onaylanmış bir işletmede, itfaiye raporunun alındığını varsayıyor ve Bakanlığın yangın güvenliği denetimlerinden sorumlu olmadığını belirtiyor.

Bakanın açıklamasında ise enteresan bulduğum iki şey var:

Birincisi: 2021 ve 2024 yıllarındaki Bakanlık denetimlerinde sadece turizm standartlarına uygunluk değerlendirilmiş. Yani sadece bu kapsamda üç yıl içinde 4.380 tesis kapatılmış.

Düşünün, bu kapsamın içinde itfaiye raporu varsayılmasa, itfaiye teşkilatlarına tam yetki verilse ve Bakanlığa düzenli aralıklarla “yangın uygunluk belgesi” raporlansa, Bakanlık da bu raporları detaylıca incelese, herhalde üç yıl içerisinde Türkiye’deki otellerin tamamına yakını kapatılmış olurdu.

Bir an hayal ettim; ne muhteşem ibretlik bir ders olurdu. Grand Kartal Otel’in sahipleri gibi “Bu sezon bitsin, öyle bakıma başlarız” sözlerini dahi edemezlerdi. Bu skandal sözleri de yazı akışında anlatacağım.

İkincisi: Turizm Bakanlığının yalnızca hizmet standartlarına odaklanıp, bina güvenliği gibi hayati bir konuda doğrudan bir rol üstlenmemesi (2002 yılındaki ilk kapsamlı mevzuat değiştirilmeden önce denetimden ilgili bakanlık sorumluydu) ve yangın güvenliğinin yerel yönetimlerin (belediye, il özel idaresi) inisiyatifine bırakılmış olması.

Bolu Belediyesi dürüstçe güzel bir rapor hazırlamış ancak maalesef durumu umursamadıkları için ne ilgili bakanlığa ne valiliğe ne de savcılığa bildirmemişler.

Demek ki neymiş, insanın can güvenliği yerel yönetimlerin inisiyatifine bırakılmamalıymış. Aşırı vurdumduymaz, liyakatsiz olabiliyorlarmış.

Bakan Ersoy’un bu açıklamalarını tatmin edici bulmadım. Çünkü benim nezdimde Bakanlığın bir görevi de sorumlu olduğu alanlarda liyakat ve ahlak çerçevesinde işlerin yapılmasını sağlamaktır.

Açıklamanızdan ise şu sonucu çıkardım: Tek bir ihmalkârlık, tüm denetim sistemini çökertebiliyor.

DENETİM YETKİSİNDE KARMAŞA VE MEVZUATTAKİ BELİRSİZLİKLER

Grand Kartal Otel yangını sonrası yönetmeliklere şöyle bir göz attım.

2002 yılında çıkarılan “Binaların Yangından Korunması Hakkında Yönetmelik” yangınla mücadele alanında en kapsamlı yönetmelik; ancak 2006, 2007 ve özellikle 2012 yıllarında yapılan düzenlemelerle yetki alanları bana göre oldukça karmaşık hale getirilmiş.

Dikkatimi çeken en sıkıntılı kısım ise, büyükşehirlerde itfaiye yetkisi büyükşehir belediyelerinde, ruhsat yetkisi ise ilçe belediyelerinde. Bu durum, farklı partilerde olan ilçe belediyeleri ile büyükşehirlerin çatışması, inatlaşması ve iletişim kopukluğu demek. Bu durum 30 ilimizi etkiliyor. Diğer 51 ilimizde ise durum daha vahim.

Yönetmeliklerde denetim süreçleri ve yetki alanlarıyla ilgili gri alanlar ise çok fazla. Bu da şu anki yetki tartışmalarına neden oluyor.

Özellikle 2012’de yapılan değişiklikle, projelerin belediye itfaiyesi görüşü alınmadan onaylanabilmesinin önü açılmış.

Bu da Grand Kartal Otel’in olumsuz rapor sonrası denetim talebini niye geri çektiğini açıklıyor.

Maalesef ülkemizin kötü bir alışkanlığıdır; acıyı yaşamadan önlem almıyoruz.

Önümüzdeki süreçte illaki yönetmelik düzenlenecektir. Umarım bu gri alanlar yeniden netleştirilir, yetkiler tek bir çatı altında toplanır, farklı görüşteki yerel yönetimlerin organize bir şekilde çalışabilmesi sağlanır, umarım denetimde belli bir standart oturtulur ve düzenli aralıklar yapılır, denetimde kaliteyi artırmak için bağımsız bir denetim mekanizması kurulabilir.

*

GRAND KARTAL OTEL’DE SKANDALLAR SERİSİ

Grand Kartal Otel'de meydana gelen trajik yangın sonrasında, otelle ilgili çeşitli skandallar ve ihmaller ise kısaca şöyle:

1.Eski ve Bakımı Yapılmamış Tesisatlar:

İsmini vermek istemeyen bir kayak eğitmeni, otele ait kayak pistlerindeki telesiyej ve teleski gibi mekanik tesisatların 32 yıllık olduğu ve Avusturya'dan ikinci el olarak getirildiği iddia etti. Bu eski ve bakımsız ekipmanların sık sık arızalandığını belirtti. Özellikle geçen yıl yaşanan bir arızada, telesiyejde mahsur kalan 40 kişi, saatler süren çalışmalar sonucunda kurtarıldığını hatırlattı.

2.Yangın Güvenliği Raporundaki Usulsüzlükler:

Sabah gazetesinin belgelerle yayınladığı haberde; otel yönetiminin, otele ait 70 metrekarelik bir müştemilata kafe/restoran açmak için Bolu Belediyesi İtfaiye Müdürlüğüne başvuruda bulunduğu ancak yangın güvenliği konusunda tespit edilen 8 eksiklik nedeniyle başvurunun geri çekildiği ve bu eksikliklerin yetkililere bildirilmediği ortaya çıktı. Aynı gün, sadece kafe/restoran için yangın uygunluk belgesi talep edilerek mevzuata aykırı bir şekilde Bursa Belediyesinden belge alındığı ancak İl Özel İdaresi'nin tüm otele ait olmayan yangın uygunluk belgesi nedeniyle kafe/restorana işletme ruhsatı vermediği belirlendi.

3.Otel Sahibi Hakkındaki İddialar:

Yangın sonrasında tutuklanan otel sahibi Halit Ergül'ün, oteli eşi Emine Ergül'ün üzerine devrederek sorumluluktan kaçmaya çalıştığı ve yangının ardından yaptığı açıklamalarda sorumluluğu kabul etmediği yönünde iddialar bulunuyor.

4.Çalışanların İşten Çıkarılması:

Takvim Haber’in ATV röportajına dayandırdığı haberinde; yangın faciasının ardından, otelin diğer şubesi olduğu iddia edilen bir tesiste çalışan 40 işçinin işten çıkarıldığı belirtildi. Röportaj veren otel personeli, kovulduklarını mesaj yoluyla öğrendiklerini söyledi.

5.Otel Sahiplerinin Kaldığı Kata Özel Yangın Önlemi:

Hürriyet'in haberine göre: Aileyi tanıyanlar ve otelle ticari ilişkisi olanlar, her iki kızın da otel yönetiminde aktif bir rol üstlendiğini belirtiyor. Yaz aylarında Gazelle'de, kış sezonunda ise sürekli olarak Grand Kartal'da konakladıkları ifade edildi. Yangın sırasında, her iki kızın da çocuklarıyla birlikte otelin "kral dairesi" olarak bilinen suit katta bulundukları söylendi. Ayrıca, bu katların aile için özel olarak düzenlendiği, perdelerin ve örtülerin bile yanmaya dayanıklı kumaşlardan seçildiği iddia edildi.

6.“Sezon Bitsin Öyle Yaparız” Sözü:

Yine Hürriyet’e konuşan Bolu’nun tanınmış isimleri, Halit Ergül’ün para kazanma hırsıyla otelin eksikliklerini gidermekten kaçındığını öne sürdü. İddialara göre, Ergül, son itfaiye raporunda belirtilen 8 eksikliği gördüğünde, “Oteli tepeden tırnağa soymadan bunları yerine getirmemiz mümkün değil. Şimdi bunları yapmak boşa olur. Sezon bitsin de öyle tümden bir tadilata girelim” ifadelerini kullandı.

Soruşturma süreci ve soruşturmada verilen ifadelere yönelik değerlendirmede bir başka yazı konusu olsun.

Yorumlar (0 yorum)
Yorum kurallarını okudum ve kabul ediyorum.
Henüz yorum eklenmemiş, ilk yorum ekleyen siz olun.